DOĞRU MU?

 Townsend'in bir sözü var;

" Kalite süreci birbirine paralel, birbirine sarılmış iki soruya yönelir:

Doğru işleri mi yapıyoruz? ve  

İşleri doğru mu yapıyoruz?.”

  Bence yaşamımızda neyi planlıyorsak, emek harcıyorsak, yapıyorsak; eyleme geçmeden ve süreçte bu iki soruyu kendimize hep sormalıyız.

  Paris'e gönderdiğimiz milli sporcularımızın bizi yansıtmayan kıyafetleri; hem görünüş, hem kalite,hem de aidiyet olarak bir hayal kırıklığı oluşturdu.

  Muhakkak bu kıyafetler daha dikilmeden,tasarımı ile bir kurulun onayına sunulmuştur.Hangi düşünceyle kabul edildi bilinmez ama nereden baksan ne kalitesi , ne tasarımı, ne göze hitabı ile bize ait değil. Türkiye değil; bu tarihe, bu köke, bu kültüre yakışmıyor.

  Küçük iken önemsiz gördüğümüz her hata büyüyüp kocaman bir sorun olduğunda artık onun yol açtığı sonuçlarla uğraşmak tamir edilemez bir hâl alır. Örgüde küçük bir ip kaçtığını görünce önemsemezsen ördüğün kazağın tamamı sökülür,ah (!)dersin ama nafile..

  Son on yılda çizgi filmlerle, filmlerle, şarkıcılar,youtuber karakterlerle gönlümüze küçük küçük aşılar yapıldı. Bir filmin en insancıl, en doğru sözlü, olduğu gibi davranan, samimi, cana yakın karakteri özellikle trans, gay, pedofili oldu ve gelen tehlikeyi düşünmeden halk olarak bu karakterleri sevdik. Yeni yetişen nesil zaten özgürlük(!!) adına her görüşe destekçi.

  Sonuç; tüm dünyanın izlediği, yüzyıldır yapılan,spor temalı bir organizasyonun başlangıç gösterisi,tüm dinleri aşağılayıcı, hiçe sayıcı lgbt dayatması bir sunum.

  Hiçbir estetiği olmayan, gözü kanatan cinsten,yüreği daraltan bir sunum. Aileyi ortadan kaldırmaya, erkeği ve kadını yok etmeye and içmiş sapık bir zihniyet; normali asimile etmekle uğraşıyor.

  Paris olimpiyatları bunun ifşası olarak başladı.Dünyaya insanlığa karşı açtıkları savaşı ilan ettiler.Kişi olarak, aile olarak, devlet olarak, kurumlar olarak bu ilanı küçük görmemeli; eğitimde,sanatta, sporda, yaşantıda fıtratımıza ve   aidiyetimize uygun hale gelmenin gayretini göstermeliyiz…


Yazarın Diğer Yazıları