ÇUKUR!!!!

Yürümek zorunda olduğunuz yolun her yerine küçük küçük çukurlar kazılmış ve birkaç tanesi açıkken pek çoğu yola benzeyen kaplamalarla saklanmış. Açıkta bırakılandan kaçınayım, çukura düşmeyeyim derken ustaca örtülmüş olan Gayyâvâri olana düşüyorsun.

Tehlike o kadar arsızlaştı ki; hayat yolculuğu zan çukuru ile daha da zorlaştı.

" Her şeyin bir alâmeti fârikası var” derdi büyükler. Ayırıcı özelliği, iz bırakanı, farklı kılanı. Bir başka yönden tâbiyet belirteni. Bir minare görüyorsak uzaktan, yakına gelince cami görmektir doğal olan, meyhane değil ..

Başörtüsü ile tesettürü uygulamaya çalıştığını gördüğümüz birinin Kuran- ıı Kerim'in bir ayetine ittibâ ettiğini düşünerek diğerlerinde de niyetli olduğunu zannederiz. Gelin görün ki gençleri ve yetişme dönemindeki çocukları okuyacakları kitaplar konusunda yönlendirmede platform kuran başörtülü , youtuber ünvanlı genç bir hanım; Allahın kitabında açıkça lanetlediği, geçmiş milletlerde yapanları yok ettiğini duyurduğu bir harama, özendirici yayınları çocuk beyinlere tavsiye ederek karmaşa sebebi oluyor .

Yolda açık bir çukur görsek kaçınacağız dedim ya öyle güzel kamufle ediliyor ki düşene kadar anlamıyorsun.

Artık LGBT lobilerinin bile savunamadığı, kanıtlanmış bir gerçektir ki cinsel karmaşa, eşcinsellik genetik değildir. 2019'da yayınlanan İngiltere, Kanada ve Amerika sınırlarında 500.000 denek üzerinde yapılan incelemede; bilim adamları genetik olarak eşcinsel geninin bulunmadığını ispat etmişlerdir. Cinsel kimliğin belirlendiği 1-6 yaş arasında anne babadan herhangi birine öfke duyan çocuk farketmeden yanlış tepkiler verebiliyor . Annesi babasından sürekli eziyet gören, ezilen bir kız çocuğu” ben annem gibi olmayacağım” düşüncesi ile erkeğe benzemeye çalışabiliyor ya da tam tersi iyi bir rol model bulamamış bir erkek çocuk” böyle bir erkek olmayacağım” düşüncesi ile kadınsal davranışlara yönelebiliyor. Psikolojik sebeplere dayalı bu hastalıklı durumdaki insanlar; yardım alıp tedavi olabilirler, bu konuda destelenebilirler ama sanki bu genetik bir durummuş ve doğal bir süreçmiş gibi gösterilip, üstelik bir de özendirecek açıklamalar , şarkılar ve filmlerle lobileştirilemez.

Yıllarca müslümanlar; televizyon kötü, film kötü, şarkı kötü diyerek tüm sosyal ağlardan, en güçlü silah olan görselden uzak durdu. Büyükler ne kadar böyle dese de; tüm çocuklar Walt Disney izledi, Pixar'ın hazırladığı dünyada büyüdü. En kıymetli varlıklarımız bize ait olmayan, dinimizin, ahlakımızın, fıtratımızın tam tersi öğretilere küçük küçük adımlarla bırakıldı. Küçük adımlar sanal dünyada daha da büyük oldu ve açıktan ilan edildi. Ebeveyn artık sınır koyamayan bir durumda çaresiz bırakıldı.

Fıtrata dönebilmek ve huzurlu bir yaşam yolculuğu yapabilmek için; önce tespit ettiğimiz tüm çukurları kapatmalıyız. Ailede, okulda , çevrede ve sanal alemde filmlerde, şarkılarda beynimizi ve ruhumuzu yaralayan tüm unsurları; bize şifa olanı ile değiştirerek alternatif olmaktan çıkarmalıyız.

Hedef tahtasında değil , hedefi belirleyen olmalıyız…


Yazarın Diğer Yazıları