Bitcoin altına rakip olabilir mi?
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Herkes yazdı, söyledi; ben yazmayayım, tekrar olur” dedim ama yüreğim söz dinlemiyor.
Bu dört gencin yüzüne bakıp sonra kalemi lâl eylersem; yutkunamam gibi geliyor.
Çok söylediğimiz bir marş vardı:
" Yürü hâla ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih'in İstanbul'u Feth ettiği yaştasın”
Yusuf Taha 21 yaşında. Fetih yaşı… Fatih yaşı… Ceddinin surları yıkan topu yaptığı yaşta düşmana korku, dosta güven veren İHA üreten bir makine mühendisi öğrenci… Hasan el Benna‘nın sözlerini kendine yaşam reçetesi kılan, gözü cennette, eli hayırda bir genç.
Tarık 26 yaşında. Henüz bir yaşında bir kız evladının cennet kokulu babası. O'nu Sİ-HA ekibinin hepimizi heyecanlandıran ilk gösteriminden tanıyoruz. Ekibin en ön safında şükreden bir yüz… Arkasında” nasıl genç yetiştirilir, evlat nedir?” sorusunun içini dolduran bir annenin; ders olacak notları…
Kaan talip 25 yaşında, Murat Can 21 . Yüzleri bu dünyaya ait değil, ötelere sevdalı. Ortak noktaları ektikleri tohumlar. Hayırda yarışmaları…
Kendi çocuklarını kucaklarına almadan Arakan'da, Filistin' de, Myanmar ‘ da ümmetin çocuklarına baba olmaları. Mazlum coğrafyalarda; ağlayan annelerin, kadınların, çocukların gözyaşlarını silme, durdurma sevdaları.
Zaman size 30 saat miydi? Bunca güzelliği kısa ömürlerinize nasıl sığdırdınız? diyesim geliyor. Hayranlığım artıyor, ümitlerim çoğalıyor. Dualarım aminlerle mühürlenip ardlarınca gidiyor.
Her günü topladığımız hasata değil, ektiğimiz tohumlara bakarak değerlendirelim.” der Stevenson. Sözün bayraklaştığı dört hayat!
Ektikleri tohumlar; hiç ölmemiş gibi hasatlarını katlayacak. Çıktıkları yolculukta liseli gençlere milli teknoloji hamlesini anlatmaya gidiyorlar. " Siz hayrın anahtarı, şerrin kilidi olmalısınız. Her günün, her saniyenin hakkını verip güzellikleri hayata hakim kılmak İçin uğraşmalısınız” demeye.
Yolculukları hedeflerine varmadan, Bursa'ya ulaşmadan bitiyor ama hayatları, sözleri, düşleri bizim yüreklerimize kazınıyor.
Hayatınız bir dersti, güzeldi. Ölümünüz de güzel. Ölümünüz bizlere; " nasıl yaşamalıyız?” sorusunun cevabı..
Bir cenneti özleyenler, bir de cennetin özledikleri var. Duam o ki; siz cennetin özledikleri olun….
BİZ YAPTIK BİZ
RİM’İN DEDESİ
AKILSIZ TELEFON
BİR FİŞ MESELESİ
SELFİE Mİ?
BİR ÖZÜR
TEŞEKKÜR
YA BİZ!
KAİNATIN AŞKI
FIRSAT