BIRAKTIĞIMIZ KALP!

Olmuyor;  bugün bir hikaye üzerinden bakacaktık hayata diyorum ama hiçbir hikaye ezilmiş kalbimin üzerindeki yakıcı ağırlığı kaldırmıyor.
   O yüzden vazgeçiyorum her hikayeden.. Hikayelerini daha başlamadan bombalar altında yarım bırakan masum çocukları yazmak istiyorum. İzlediğim her haberden sonra aklıma takılan korkulu gözlerini, her tarafı kan içinde kalan masum bedenlerini, vatanları için 70 yıldır” tüm dünya”! ile savaşan hayranlık uyandıran yüreklerini..
    "Yüreğimdeki bu ağırlık kalkar mı ; televizyonun düğmesine basmasam, internete ,sosyal medyaya bakmasam?” Diyorum ama gözlerimi kapatınca bitecek mi zulüm?. Ben görmezden gelince deva olacak mı lakaytlığım yarama?.
   Küçücük masum bedenler hiçbir devletin,  kalp taşıdığını söyleyen herhangi bir insanın savunamayacağı  fosfor bombaları altında kömüre dönüşürken, bakmaya tâkat getiremediğimiz bir halde paramparça olurken, can parçasını kucağına basmış çaresizce oturan mazlum coğrafyadaki insanlara hâla : 
-"Sizin dedeleriniz toprak satmış” saçmalıkları yapanlara:
- Nerede bıraktın kalbini, vicdanını, insanlık onurunu” demek istiyorum.
    Tarihin değişmeyen ölçüsü” tekerrür”.. Zalimler ve mazlumlar; isim, yer olarak değişebilir ama zulümle âbad olmaya çalışanların berbat olması değişmez. 
    Tarih;  gücün kimde olduğuna göre yazılımı ve anlatımı ile değişir, güce göre yazılır ama bir gün gelir gücün ölçeği kaydığında saklanan hasır altı edilen gerçekler filizlenir, yeni nesiller öğrenir.
    Alanya'nın, Ege'nin ilçelerinde bulunduğum bir zamanda, yürüyüş yaptığım yolda denk geldiğim müthiş mimarili  evler vardı; üzerinde bir İtalyan'a, Rus'a, Yunan'a ait olduğu yazan levhaların dikkat çektiği .
   Şimdi sen vatandaki toprak parçasını ev yapsın diye bir yabancıya satarken masumsun da, 100 yıl önce kendisi de bir ingiliz yanaşması olan toprak ağaları marabanın  haberi bile olmadan ellerindeki toprakları destekçileri ingiliz'e sattığı için bugün o toprakların asıl sahiplerinin torunları suçlu öyle mi?…
    Üstelik tarihi kayıtlarda, zalimlerin de kabul ettiği şekliyle satılan topraklar ancak %6..
    Demek biz vatanımıza bir saldırı olsa; Yunanlılar, İtalyanlar gelip:
- Biz 3-5 evlik toprak aldık, ev yaptık, hadi siz dışarı! Dese; vatanı savunmadan,” Ooo !tabii size 3-5 evlik yer verdiyse birileri, biz tüm vatanı size bırakırız” diyeceğiz.
    Koskoca, üç kıtalık imparatorluğun sahibi atalarımıza ihanet eden, her türlü katliamı yapan nankör Yunan'ı, Sırp'ı,İngiliz'i , İtalyanı affettik ama bir tek İngilizlerin türlü hileleriyle güçsüz zamanımızda elimizden alınan Filistin'i affedemedik öyle mi?.
    Zulmü görmezlikten gelmesine, kendine bir vicdan rahatlatması arayanlar istediği kadar çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp” ne yapalım canım, ölürlerse ölsünler” diyebilir ama ölümden sonrası için iman edenler bilirler ki; müthiş bir mahkeme var..
    O gün;” zulmü elimle  düzeltecek gücüm yoktu” diyebiliriz ama "dilinizle neden zalim övdünüz, kalbinizle niye zalimin yanında oldunuz, elleriniz niye mazlum için kalkmadı semaya?” sorusuna cevap veremeyiz.
    Hayranları bol, tanınmış bir futbolcu israil televizyonuna ait mikrofonu alıp, yere atıyor, meşhur bir müzik grubunun üyesi Filistinli bir kız çocuğunun yazdığı mektubu okurken ağlayıp sahnede Filistin bayrağı açıyor, muhabirlerimizden biri televizyondaki "İsrail'in Kudüs kenti "alt yazısını Israil'in  Kudüs diye bir şehri yok” haklı itirazıyla kaldırıyor,vs.vs  ve içimiz rahatlıyor.
    Madem gücümüzün yettiğinden sorumluyuz; devletler bazında alınacak bir güçten sorumlu değiliz ama en azından bıraktığımız kalplerimizi bulup dualarımızla mazlumun yanında olalım…
 

Yazarın Diğer Yazıları