BİR MEKTUP

 Biz;  ahlakın gücüne değil,  gücün getirdiği sahte ahlak anlayışına talepkâr olduğumuzdan beri sendeler dururuz.  Oysa bize şekil veren Musavvir,  o kadar dengeli yaratmış ki hayatımızda da o denge devam ettikçe,  davranışlarımıza yansıdıkça güzelleştireceğiz.

  Devlet başkanının biri çocuğuna tuttuğu öğretmene  mektup yazar:

  " Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona; çıkan her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır. Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret.

    Zaman alacak biliyorum fakat eğer öğretebilirsen kazanılan bir liranın bulunan 5 liradan daha değerli olduğunu öğret.

   Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona  ve kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu eğer yapabilirsen sessiz kahkahaların gizemini öğret.

    Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını. Eğer yapabilirsen ona;  kitapların mucizelerini öğret fakat  gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı…

    Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.  Kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes  yanlış olduğunu söylediğinde dahi..

   Nazik insanlara karşı nazik, hadsiz insanlara karşı sert olmayı öğret.

    Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma; tüm insanları dinlemesini öğret fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğret.

    Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını, herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret, aşırı ilgiye dikkat etmesini…

    Kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata vermesini fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret  ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.

   Ona  nazik davran ama onu sürekli kucaklama çünkü çeliği ancak ateş saflaştırırmış, bırak sabırsız olacak kadar cesaretine sahip olsun. Bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.

    Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret;  böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır..”


Yazarın Diğer Yazıları