BİR HATA!

İstanbul'un en işlek caddelerinden birini açılan sokakta , milim milim ilerleyebildiğimiz bir hızla arabanın içinde giderken gördük O'nu . Bir karton parçasının üzerinde kaldırıma uzanmış; yanında bir parça ekmek- su, etrafında dolaşan bir köpek, saçı başı birbirine karışmış, çaresizliğin kımıldayan hali gibi…

İstanbul'a uzun zamandır gidemiyordum ama bugüne kadar hiç bu kadar çok bankları ve parkları kendine yurt edinen, evsiz insanlar görmemiştim. Yanından geçerken arabanın camını açıp en azından” yarın ne yiyecem?” diye düşünmesin arzusuyla; bir miktar hediyeleşmek istiyoruz. Görünce bizi kocaman bir kahkaha atarak hemen ayağa fırlıyor. Hediyemizi kabul edip; " çok güzel insanlarsınız, sevgiyle kalın, sevgiyle” diye bağırıyor. Hediyeyi uzatan kişi;” sen de çok güzelsin, iyi adamsın” deyince; gülümseyerek: Ama bir yerde bir hata yapmışım ki bugün bu haldeyim” diyor.

Arabanın içinde dört kişiyiz. Sözü bizi öyle bir yerden vuruyor ki; dördümüz de aynı anda yutkunuyoruz ama bu gözlerimizden yaşlar akıtan, yüreğimize oturan şey taş mı, diken mi ?…

Hızına yaşantımızı ve ruhumuzu uyduramadığımız günümüz dünyasındaki olayları bir cümleye sığdırmıştı garip. Sanalın gerçeğin yerini aldığı günümüzde teknoloji bize hizmet edecekti ama bir yerlerde bir hata yapmış olmalıyız ki bizi ele geçirdi.

WhatsApp, Facebook, Instagram, tik tok, YouTube; kişinin ürettiğini paylaşması için sunulmuştu. Şu an pek çok kişi bu alanları bilgiyi ve ürettiğini paylaşmak için değil kendini olmadığı bir halde göstermek için kullanmaya başladı. Kimse ânın lezzetinin peşinde değil, onu başkalarına göstermenin peşinde.

Tamam bu sosyal ağlar reklam için en uygun alanlar. Bir ürünü aynı anda binlerce İnsana tanıtmanın en kolay yolu ama bu ürünün kendi hayatımızın içeriği, özeli olması bir” hata” değil mi?.

-" Ben arabamla gidiyorum; bu arada arabamın marka logosunu ve o logonun üzerine denk! gelen yüzüklerimi görmelisiniz.

- Çocuklar evin her yerini dolaşıyorlar; arkalarından yetişemiyorum. Bu arada evimin hangi marka mobilyalarla döşeli olduğunu, çok geniş ve konforlu olduğunu fark edin.

- Yemek yerken anısı kalsın fotosu ama bu arada ünlü bir restorantta olduğumuzu ya da yediğimiz yemekleri görün( alt yazısıyla) yapılmış paylaşımlar…

Kapılarını çalmadan; içlerine, en özel anlarına fark etmeden girdiğimiz evler, hayatlar.

Bir mesleğin ya da konunun söz edicisi olabilmek için; gerçekte o alanla ilgili eğitimimizin olması gerekir ama sanal alemde bu şart değil. Olmadığımız gibi görünebilmenin, yapmadığımızı sunmanın, yalan bedene gerçek elbisesi giydirmenin,” mış” "mış”gibi olmanın en kolay yolu.

Müthiş bir güç; kontrolsüz ! Birine bir iftira atsan; O ispat edene kadar iftirayı yaymış oluyorsun.

Kimse gerçeğine bakmıyor. Sınırsızca, hadsiz, şarlatan, cahil olunabilecek,herkesin her konuda prof olabildiği hesabı sorulmayan bir alan …

Başa dönüyorum; kaldırımdaki güzel insana. Bir yerde bir hata yapmışız. Sanalı gerçek sanmışız.

Hallerimizi ve kâllerimizi değiştirip aslımıza dönelim


Yazarın Diğer Yazıları