BEN-SEN-HERKES

Sevme; yaşamı güzel ve tatlı kılan şey.

Yokluklar içinde mücadele eden ebeveynler tarafından büyütülen bir dönem insanı” ben” sigasını kullanarak sevmekten imtina etti. " Ben” demek , kendini öncelemek, isteklerini belirtmek düşüncesizlik ve egoistlik kabul edildi. Kendi isteklerinden çok etrafının, ebeveynlerinin, öğretilerinin gerçekliğini yaşayan bu nesil; anne- baba olunca kendi iç çekişlerini çocuklarına yaşatmama adına öyle bir " ben "sundular ki çocuğun ve gencin etrafında kendinden daha önemli hiçbir şey kalmadı.

Benim arabam, benim okulum, benim kıyafetlerim, benim evim, benim ideallerim, benim vücudum, benim beynim ,benim gezdiğim yerler şeklinde bir kutsama başladı.

Kendini sevecekken putlaştıran insan "ben” öznesini başına belâ eyledi.

Oysa ne güzeldi "sen” demek. Allah (c.c)Musa aleyhisselama sordu :

-Seni nehirde boğulup gidecekken kim kurtardı?

- Sen yarabbi.

- Firavun'un kucağında kim büyüttü ?

-Sen yarabbi.

Esirgeyen, koruyan ,yediren, bildiren hep Sen…

Biz "Sen”'i hem çok düşündüğümüze, hem çok sevdiğimize, hem çok saygı duyduğumuza, hem çok muhtaç olduğumuza, yanında” ben” olduğumuza ,sevgisinde yok olduğumuza kullanırız.

"Siz” sigası genelde yeni tanışmaların, mesafeli durmamız gerektiren zamanların ,resmi makamların öznesidir.

Biz; bizi bizden iyi bilene "Sensin mevlamız” der, tek kılavuz efendimize "Seni gören bir göz de ben olsaydım” deriz.

Sen deyip can eylediğimiz birine siz demeye başladıysak; bu biraz da uzaklık ifadesidir.

Sen eylediklerimizi sevdikçe güzelleşir,” ben” putlarını kırmaya başlarız.

"Sen öyle istiyorsan mevlâm ölçün ölçümdür” deriz. O zaman herkesi görmeye, duymaya ve sevmeye başlarız. Ağlayan her gözün gözyaşından, gülen her yüzün neşesinden hisse alırız.

Herkes sırrına erenler ayrıntılara dikkat ederler. Yaptığı her işi en iyi şekilde yaparlar. Meyva soymakla orkestra yönetmek onların gözünde aynı özeni hak eder.

Bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı yapmış bir parlamenterimiz bir ingiliz arkadaşının kendisine Türkiye'nin şu üç "Y” den kurtulduğu vakit düzlüğe çıkacağını söylüyor. O üç” Y” ise ;

-Yok

-Yavaş, yavaş

- Yarın gel.

Bu üç "Y” tembelliğin ,gayretsizliğin ve ümitsizliğin ifadesi.

Türkiye artık bu üç "Y”den kurtulmayı şiar edinmiş, yaptığı her işin hakkını veren,” ben” değil "Sen "deyip ,herkes için çalışan bir kadro ile muhteşem imzalar atıyor.

TOGG HAYIRLI OLSUN…..


Yazarın Diğer Yazıları