AH!ADALET

Değişmez kural;  her çocuğun ilk hocası annesi. Dünyaya getirirken ölse dahi kodlarıyla onu etkiliyor. Hamilelik döneminde gittiği yerler, gördüğü şeyler, dinlediği müzikler, yapılan konuşmalar o çocuğun hayatına yön veren tabii kalıtımlar  oluyor.

    Derler ki;  Firavun Mısır'ın üst tabakasının:

- Ey! Kral; tüm erkek çocukları öldürdüğün için alt tabakadan çalıştıracak  kimseyi  bulamıyoruz. Tarlalarımızda,  işlerimizde biz mi çalışacağız?.

  Şeklindeki itirazları neticesi,  doğan erkek çocuklarını bir yıl öldürdü bir yıl bıraktı . Musa( aleyhisselam ) ve Belam bu bırakılan senenin çocukları idi.

   Musa(Aleyhisselam )'ın  annesi güzel ahlaklı, Kuran'ın ifadesiyle "kalbine ilham edilen” kadındı. Belâm'ın annesi ise düşük ahlaklı biriydi.  O yüzden Firavun'un kucağında büyüse bile Musa (aleyhisselâm)  rehber, Belam ise büyük bir alim olmasına rağmen annesinin öğretilerinin etkisiyle azanlardan oldu.

     Günlerdir bir trafik kazasını konuşuyoruz. Kazada hayatını kaybeden bir çocuk babasına ve yaralananlara üzülüyoruz ama en çok buna sebebiyet veren kişinin annesine öfkeleniyoruz.

    Ne kadar yok saysak da maalesef ülkemizde hâla kendilerini farklı gören bir "kaymak tabaka” vardır.  Yazar anne ve destekleyicisi baba bu tabakadan.

    İnsanın en zorlandığı şey;” YAPABİLMEKTİR”. Söylemi çok, yapanı az bir nesiliz.

   İnsan kendine geldi mi adalet terazisinin kefesinin dengesini kendinden tarafa ağırlaştırmayı sever. Bunun için de pek çok bahane bulur.

   Ahlaklı olmak; teraziyi kendine zararı olsa bile dengede tutmaktır.

   Çocuk kitapları yazacaksın, insanlara öğütler vereceksin, haktan, adaletten, kazanımlardan, değer yargılarından söz edeceksin ve bir gün bunları uygulaman gereken bir olayla karşılaşacaksın. Kanun önünde araba kullanması yasak olan 17 yaşındaki oğlun ; yaptığı yüksek hızla bir insanın canına kıyacak ve kaç kişiyi de yaralayacak ama sen olay yerine koşup geldiğinde  o canları kurtarmak yerine oğlunu kendi arabana alıp üstelik yardım istemelerine engel olacak bir gaddarlık ile telefonlarını da toplayarak ülke dışına kaçacaksın.

    Sen binlerce kendini ve oğlunu masum gösteren annelik(!!!) bahanesi bulsan da artık geçti. Sen en büyük kötülüğü "canım” dediğin oğluna yaptın. Artık suçu saklamayı ilke edinmiş , kendini kurtarmayı herkesin zarar görmesi hatta hayatına mal olması pahasına hak gören ahlakta birini yetiştirdin.

    İnsanlığa en büyük zararın; doğrularını kaybetmiş bir genç hediye etmek.

    Adalet ; birilerinin kitabında Nicaula'nın dediği gibi "adalet güçlüden yanadır "diye öğretilse  de gerçekte canımız yansa da hak sahibinin hakkını almasıdır.

    Adaletin olmadığı yerde ahlak ne arar?…


Yazarın Diğer Yazıları