ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Toplumlar, ona hayat veren dinamiklerle yaşar ve gelişir.
Din, millet olma bilinci, birbirimizi yürekten sevme, özveri gösterme, komşu ve akrabalarla iyi geçinme, yardımlaşma v.b. toplumun hayat damarlarıdır.
Milli gelir artışı, sanayileşme, gelişme asla bu değerlerin yerini tutmaz. Maddi gelişme toplumun bedeni, değerlerimiz ruhudur. Her ikisi bir arada olmalıdır.
Ümitli olmak istiyorum. Ama toplumun gidişatına da hayıflanıyorum.
Selamlaşmıyoruz. Halbuki, selam –tanıdık olsun olmasın- sevgi ve dayanışmanın alfabesidir. Selamlaşmak bir yana yıllarca apartman komşularını tanımayan, hatta öldüğünü kokuşunca fark eden bir toplum olduk.
Anlamak yerine, anlayışını dayatmak, paylaşmayanı ötekileştirmek/ yok saymak kolaycılığı, siyaset, aile ve iş hayatında bizi ayrıştırdı. Huzursuz/mutsuz etti.
Davranışlarımıza (Anne-baba-çocuk, işçi–işveren, amir-memur) sevgi/uzlaşı değil, korku/kavga kültürü hakim oldu. İlgiden yoksun çocuklara aile değil sokak ve internet yön verdi. Para kazanma/mal biriktirme hırsı, eş ve çocuklarımıza ilgi/sevgi gösterme gibi değerlerin önüne geçti. Boşanmalar arttı. Kadınlar hayat mücadelesi nin ortasına atıldı. Yaşadıkları travma yanında, geçim zorluklarıyla mağdur oldular. Onları yiyecek arayan yaralı ceylanlar gibi avladılar. Toplumda ahlaki zaafiyet oluştu.
Komşu, akraba, dost ve esnaflar birbirlerine emanet para verirlerdi. Madden-manen yardımlaşırdık. Komşu komşunun külüne muhtaçtı. Bu değerlerimizi yitirdik. İhtiyaç sahipleri kredi bataklığında boğuldu. Faiz belası borçları çözülemez hale getirdi. Yuvalar yıkıldı/yıkılıyor. Bu çırpınışları/çaresizliği seyrediyoruz.
Her 10 kişiden 7’si (genellikle dar gelirliler) şans-talih oyunlarına (toto, loto, kazı-kazan, iddia v.s) umut bağlar hale geldi.
Uyuşturucu kullanma yaşındaki 33 milyonun 1.7 milyonu, yani 20 kişi den 1’i uyuşturucu bağımlısı. Yıllık kişi başı 20 lt, toplam 73 milyon lt içki tüketiliyor.
Suç ve suçlu oranı artıyor. Toplum her geçen gün bozuluyor.
Cinayet, hırsızlık, kap-kaç, gasp v.b istatistiklerle örnekler çoğaltılabilir.
Bunlar bile “toplum nereye gidiyor?” diye sormamızı sanırım haklı kılar.
Devleti/yetkilileri düşünmeye ve tedbir almaya davet ediyorum.
“Fırat kenarında bir kuzuyu kurt kapsa adl-i ilahi onu benden sorar” diyebilen devlet adamı sorumluluğunu örnek almaları gerektiğini hatırlatıyorum.
Mutlu/huzurlu bir gelecek temenni ve niyaz ediyorum…
ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
ZELENSKİ, KOMEDİDEN DRAMAYA TERFİ ETTİ.
GÜCÜN AYARTICI CAZİBESİ
ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
BİR DÜNYA DELİSİ: TRUMP
AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA
MEMUR VE EMEKLİ ZAMLARI ÜZERİNE…