SİBER İCAT OLDU, MERTLİK BOZULDU

Bazı olaylar vardır. Tarihin akışını değiştirir.

Barutun ateşli silahlarda kullanılması, o zamana kadar kaleler içinde güvende olan şehir devletlerinin sonunu getirmiş, imparatorluklar çağını başlatmıştır.

Günümüzde yeni bir çağın başlangıcı belki de "siber saldırılar” olacaktır.

Herkesin elinde bir telefonun, evinde bir televizyonun, çok sayıda elektronik cihazın olduğu bir dünyada, artık güvende olduğumuzdan söz edemez hale geldik.

Bir zamanlar kaleleri aşmak zor iken, şimdi evlerimizde bile can güvenliğimiz kalmadı.

Terörist İsrail'in Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarını patlatarak onlarca insanın   ölümüne, binlercesinin yaralamasına yol açması; var olan siber saldırı tehlikesini dünya gündemine taşıdı.

Böylesi saldırılarla asker-sivil-masum ayrımı yapmadan, harp hukuku gözetmeden, insanlık suçu işlenebilmektedir.

Hani eskiden "Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” derdik ya!

Şimdilerde "Siber saldırılar icat oldu, mertlik bozuldu” desek yanlış olur mu bilmem?

Bu tehlike karşısında devletimize büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.

Gerek vatan savunması gerek insanımızın korunması için siber saldırıları önlemek; gerektiğinde düşmana mukabelede bulunmak için çağın da ilerisinde teknoloji üretmek zorundayız.

Elektronik cihazları patlatabilen canilerin, ithal gıdalara, ilaçlara, hastalıklardan koruyacağına inandığımız aşılara neler kattığını veya katabileceğini düşünmek bile istemiyorum.  

Siber saldırı tehlikesi karşısında, cep telefonları başta olmak üzere, her türlü elektronik cihazın, ilaç ve aşıların yerli ve milli olarak üretilmesi zaruret haline gelmiştir.

Belki de en önemlisi "milli insan” üretmektir.

İslam Alemi'nin bölük pörçük olması, on milyon Yahudi karşısında iki milyar Müslümanın perişan hali Yüce Yaratıcı'nın kullanma kılavuzuna (Kur'an'a) sırt çevirmekten başka neyle izah edilebilir?

Biz, tarihi inanç kodlarımıza dönmez, bir ve beraber olmazsak korkarım ki; İsrail bugün Gazze ve Lübnan'a saldırma cesaretini Ürdün'e, Mısır'a, Suriye'ye, hatta Türkiye'ye karşı da gösterecektir.

Bu nedenle Türkiye savunma hattını sınırlarının ötesinde kurmak; diplomatik, siyasi, ekonomik, askeri iş birliği ve yardım stratejisini bu eksende geliştirmek zorundadır.

Tarih boyunca Batı ile olan ittifakı; Türkiye'ye yarardan çok zarar vermiştir.

Bu bağlamda Türkiye, Batı dışında başta Türk Dünyası ve İslam Ülkeleri olmak üzere tüm dünyada yeni müttefik bulma arayışlarını ete kemiğe büründürecek şekilde hızlandırmalıdır.

İçte de, savunma sanayiinde attığı olumlu adımları, siber güvenliği ve gerektiğinde kullanılabilecek siber saldırı kabiliyetini yakın harp düzeyine çıkarmalıdır.

Allah korusun. Yarın geç olabilir…


Yazarın Diğer Yazıları