REİSİ’NİN ARDINDAN  

Bilindiği üzere İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi helikopter kazasında hayatını kaybetti.

Olayla ilgili birçok yorum yapıldı. Kimisi "kazadaki ihmaller zincirinden” bahsetti, kimisi "Reisi'nin ABD veya İsrail'in düzenlediği bir suikaste kurban gittiğini”, kimisi de” İran içindeki siyasi güç merkezleri arasında bir hesaplaşma olduğunu” iddia etti.

Şimdilik bulgular, kaza dışındaki diğer ihtimalleri güçlendirecek yeterli delil yok elimizde.

Ancak önümüzdeki günlerdeki gelişmeler, diğer iddiaların gerçek mi, yoksa komplo teorisinden ibaret mi olduğunu gösterecek.

Bu kaza, İran'ın kadim devlet geleneklerine, tüm iddialı söylemlerine mukabil, aslında çok amatör ve geri kalmış bir devlet olduğunu gösteriyor.

Bir devlet başkanını ve üst düzey yetkililerini taşıyan bir helikopter, bu hava şartlarında uçurulmaz.

Bir devlet başkanı ve üst düzey yetkililer bu kadar eski model bir helikopterle taşınmaz.

Bu kaza İran'ın, kaza yerini bulma teknolojisine de sahip olmadığını gösterdi.

İran, helikopterin enkazının bulunması için Türkiye'den ve AB'den yardım istedi.

TSK'nın olay yerine gönderdiği Bayraktar Akıncı İHA, enkazın yerini kısa sürede tespit etti.

Bu bize de, tüm dünyaya da, insansız hava teknolojilerinde Türkiye'nin geldiği seviyeyi göstermesi bakımından fevkalade önemlidir.

Daha düne kadar İsrail Heron'larına muhtaç olan Türkiye'nin, İHA teknolojisini nasıl baş döndürücü bir hızla geliştirdiği, savaş stratejilerini değiştirdiği gerçeğinin altını bir kere daha çizmiştir.

Bayraktar Akıncı İHA'nın bu başarısı dosta güven, düşmana korku vermiştir.

Reisi başta olmak üzere İran rejimi, İslam Coğrafyasında İsrail'le mücadele etmekten çok, Sünni Müslümanlara düşmanca bir politika izlemiştir, izlemeye de devam etmektedir.

Şu anda İran'ın temel politikası, Sünni Müslümanları öldürerek, yerinden ederek Şiilere alan açmak olarak görünmektedir.

İran'ın bu politikası, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin ve İsrail'in menfaatleriyle de örtüşmektedir.

İran ve ABD arasındaki düşmanlık görünüşte olup, gizli bir çıkar birlikteliği vardır.

İran tarihine bakarsanız, Sünni Müslümanlara gösterdiği düşmanca yaklaşımı Yahudi ve Hristiyanlara karşı göstermediğini görürsünüz.

Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da, Yemen'de katledilen Sünni Müslümanların kanı Reisi'nin eline bulaşmıştır.

Her ölümlü gibi Reisi de bu dünyayı terk etmiştir.

Şimdi "İlahi Adalet” önünde hesap verme zamanıdır…

 


Yazarın Diğer Yazıları