PKK ve HDP NASIL BİTİRİLİR?

12 Eylül öncesi Ülkemiz, sağ-sol çatışmalarıyla iç savaşa sürüklenmek istendi.

Toplum, bu çatışmalardan bıktı. Böylece, kamuoyunda darbeyi isteyen bir hava meydana getirildi.

CIA'nin Türkiye Şefi P. Henze, ABD Başkanı J. Carter'a darbeyi "bizim çocuklar başardı” diye duyurdu. Ne hikmetse 12 Eylül darbesiyle birlikte sağ-sol çatışmaları bıçak gibi kesildi. Çatışmacı gruplar sanki buharlaştı.

12 Eylül sonrası birden Türkiye'nin başına PKK belası sarıldı.

Sağ sol çatışmasını organize eden, 12 Eylül darbesini yaptıran, PKK'yı kurduran, yöneten, silah veren, destekleyen ve 15 Temmuz darbesini yaptıran el aynıdır. Arkasında da CIA vardır.

Güncel tehdit ve tehlike PKK ve onun siyasi uzantısı HDP'dir. HDP'yi kuran kadrolarını, siyasetini, yönetimini, milletvekili ve belediye başkan adaylarını belirleyen ve yöneten PKK'dır.

Peki bu beladan nasıl kurtuluruz?

Hissi olarak HDP'nin kapatılmasından yanayım. 1990'dan bu yana biri kapatıldı, diğeri kuruldu. (HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP) BDP'den sonra da HDP kuruldu. Yani biri kapatılınca yedekteki sahne alıyor.

Zaten HDP'nin kapatılma ihtimaline karşı DBP yedekte bekletiliyor. Hatta HDP'den bir milletvekili de istifa edip DBP'ye geçti. Yani hali hazırda Meclis'te PKK'yı temsil eden iki parti var.

Türkiye, PKK ile askeri olarak mücadele ediyor. Ülke içinde PKK'yı bitirme noktasına getirdi. Ülke dışında da var gücüyle mücadele ediyor. Ama yetmez.

Aklen ve tecrübi olarak hukuken kapatmanın çözüm olmadığınıl, fikri ve siyasi olarak bitirmenin daha kalıcı bir çözüm olduğunu düşünüyorum.

Türkiye, güvenlik güçlerinin canlarını ortaya koyarak yaptığı mücadele ile eş zamanlı olarak fikri alanda da mücadele edilmesi gerektiğinin yeterince farkında değil. Farkındaysa bile bu konuda başarılı değil.

HDP binası önünde evlat nöbeti tutan Diyarbakır anneleri güzel bir örnek. PKK ve HDP'ye en ağır darbeyi bu anneler vurdu. Bu tür protestolar çeşitlendirilmeli ve diğer illere de yaygınlaştırılmalıdır.

Bu fikri mücadeleye tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, milli eğitim, din görevlileri yerel teşkilatları ile katılmalı, HDP'ye karşı fikri mücadele yürüten kesimlere destek olunmalı ve bunların önü açılmalıdır.

PKK'ya karşı olan HÜDAPAR gibi siyasi partiler, bölge halkıyla iç içe olan, ufku geniş kanaat önderleri, aşiret reisleri, PKK ve HDP ile siyasi ve insani mücadele eden tüm kesimler dâhil edilmeli, bölgede nitelikli, donanımlı güçlü sivil toplum kuruluşları oluşturulmalı, bunlar desteklenmelidir.

Bu kuruluşlar vasıtasıyla, HDP'ye oy veren her vatandaşa tek tek ulaşılmalı, bunların yaptığı katliamlar tür teknolojik imkânlarla anlatılmalı, seminer ve konferanslar düzenlenmeli, tarihte olduğu gibi Kürtlerle kardeşçe, huzur içinde yaşayabilmemize PKK ve HDP'nin engel olduğu, bunlardan kurtulmak gerektiği vurgulanmalıdır.

PKK ve HDP'ye destek veren sivil toplum örgütü görünümlü yapılar kapatılmalıdır.

HDP'ye yapılan hazine yardımı derhal kesilmelidir.

HDP ile gizli açık işbirliği yasaklanmalı, hatta HDP ile işbirliği yapmak suç sayılmalıdır.

Başka bir yazıda ele almayı düşünüyor olsam da, PKK'nın gelir kaynaklarının ve dış desteklerinin kesilmesinin hayati öneme sahip olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Devlet, uyguladığı yanlış politikalarla kaybettiği, adeta PKK'nın kucağına ittiği HDP'ye oy veren insanları yeniden kazanmalıdır. Bunun başka yolu yok.

HDP ve PKK'yı bölge halkının iradesi bitirecektir…


Yazarın Diğer Yazıları