PKK;”Ölecek Köpek” Gibi “Cami Duvarına İşiyor”

PKK ateşkes istiyor. Belli ki çok sıkıştı.

2.000 civarında militan kaybetti. Mühimmat depoları vuruldu. İkmal kaynakları önemli ölçüde kurudu.   Ağır zayiat verdi.

Dış desteklerine güveniyor olacaklar ki, utanmadan “iki taraflı, tahkim edilmiş ateşkes” istiyorlar.

Yani “Cizre’de, Gever’de, Sur’da, Silvan’da bir özyönetim iradesi ortaya çıkmış” mış, “çözüm formülünde bu dikkate alınmalı” imiş” Karayılan böyle diyor...

Devlet hem silah bırakacak, hem de onların istediği yerlerde özyönetim (!) kurulmasına izin verecek.

Hadi ordan…. Seni yılanlar soksun emi. 

Senin “özyönetim iradesi” dediğin “üç-beş teröristin kopardığı gürültü.”

Kürt kardeşlerimizin, özyönetim dediğiniz ihanete ne kadar destek verdiğini hep birlikte gördük.

 “Cizre’ye doğru yürüyüşe çıkın” talimatınızı kim ipledi?

Demirtaş bir avuç avanesiyle dağın başında kalmadı mı? Kuyruğunu toplayıp tıpış-tıpış dönmedi mi?

Siz o dış destekçilerinize, sınır ötesi müttefiklerinize güvenirseniz, böyle  ortada “sap gibi” kalırsınız.

Hükümet kurulamayınca bir boşluk oluşur, bundan istifade ederek “alan hakimiyeti” kurar, “Türkiye’yi iç savaşa sürükleriz” zannettiniz. Ama yanıldınız.

Bu devleti, çadır devleti mi sandınız? 

Üç bin yıllık mazisi olan, büyük cihan imparatorlukları kurmuş bir devletle oyun oynanmaz.

Bir de utanmadan yeni bir ateşkes daha istiyorsunuz öyle mi?

Böylece zaman kazanacak, yeni mayınlar yerleştirecek, silah depolarınızı yeniden dolduracak, yeni gençler devşirecek, bu zavallıları eğitip yeniden üzerimize süreceksiniz. Yok öyle yağma.

Devlet, “belki yola gelirler, akan kan durur, barış ve kardeşlik sağlanır” diye sizi adam yerine koydu.

Ama siz devletin “bu müşfik ve babacan” tutumunu “acizlik” sandınız.   İnsanlıktan nasibinizi almadığınız için “sorunları demokrasi içinde, konuşarak çözme” gibi medeni bir fırsatı teptiniz.  

“Müslüman aynı yılan deliğinden iki defa sokulmaz.”

“Olmayacak duaya amin” demeyi bırakın da,  bütün silahlı güçlerinizle kayıtsız-şartsız Türkiye dışına çıkın. Güneydoğu’da dikta rejim kurma ütopyanızdan da vazgeçin.

Kürt ve Türk halklarının “bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşama iradesi” ne saygı gösterin.

Bundan sonra size “çözüm süreci” gibi “altın bir fırsat” sunacak hükümet de bulamayacaksınız.

Bir hükümet çıkar da size bu fırsatı verirse, o hükümet milletin hükümeti olmayacak.

Siz o dış destekçilerinize, sınır ötesi müttefiklerinize güvenirseniz, böyle  ortada sap gibi kalırsınız.

O müttefikleriniz kimleri satmadı ki? Sizi de kullanacaklarından ve işleri bitince satacaklarından emin olun.

Millet, birlik ve beraberliğini korumak için yediden yetmişe kenetlenmiştir.

Bunu görmek için bir dağın başında sap gibi kalan Demirtaş’a,  bir de son mitinglere katılan milyonlara bakmak yeterli değil mi?

İki halkın, dini, tarihi, ekonomik, sosyal, kültürel ve akrabalık bağlarıyla bir birine etle tırnak gibi bağlı olduğu gerçeğini görün.

Görün de “ölecek köpek” misali “cami duvarına işemeyin”…


Yazarın Diğer Yazıları