PKK ÖCALAN’I TAKAR MI? 

7 Ekim Hamas saldırısını bahane ederek İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam…

Esad'ın düşmesi ve Suriye'de başlayan yönetim değişikliği…

Türkiye'nin Suriye'de ve bölgede etkisinin artması…

İran'ın ve vekâlet savaşçısı Hizbullah'ın bölgedeki etkisinin azalması...

Trump'un yeniden ABD başkanı seçilmesi…

Suriye'nin kuzey doğusundaki YPG/SDG'nin köşeye sıkışması…

Tüm bu gelişmeler Orta-Doğu'da kartların yeniden karılması anlamına geliyor.

Tam bu gelişmeler yaşanırken MHP lideri Devlet Bey'in "Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun, PKK'nın silah bırakmasını istesin" tarzındaki sürpriz çıkışının bu gelişmelerle ilgisi var mı?

Bu çıkış bir devlet projesi mi?

Öcalan'ın "silahı bırakın” demesiyle PKK silah bırakır mı?

Yoksa işin içinde bilmediğimiz bazı hesaplar mı var? Bekleyip göreceğiz.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin meşru olmayan bir güçle direkt veya dolaylı görüşmesi devletler hukukunun temel ilkelerine göre o gayrimeşru gücü tanıması anlamına gelir.

Kandilden talimat aldığı tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık olan DEM Parti'den ve Terörist başı Öcalan'dan yardım ve inayet beklemek kabul edilebilir bir durum değildir.

Kaldı ki; her fırsatta dış güçlerin özellikle ABD'nin kuklası olduğunu ifade ettiğimiz PKK'nın Terörist başı Öcalan'ın lafıyla silah bırakmayacağı, ancak kukla oynatıcıların talimatıyla silah bırakabileceği izahtan varestedir.

Üstelik, terörist başı Öcalan, yedi madde ile verdiği mesajın satır aralarında "şartlar oluştuğu takdirde” demektedir.

Yani pazarlık kapısını aralık bırakıyor, tabir caizse "kuyruğu dik tutuyor.”

Belli ki; PKK'ya silah bırakma çağrısını yapma şartı olarak "öz yönetim, özerklik, federasyon” gibi devletin bölünmez bütünlüğüne ve Anayasa'ya aykırı talepleri gündeme getireceklerdir.

Bunun anlamı Kuzey Irak ve Suriye'deki PKK oluşumuna, Türkiye'den koparmayı düşündükleri toprakları da katarak bir PKK terör devleti oluşturmanın altyapısını hazırlamaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bırakın bunları kabul etmesini, pazarlık konusu etmesi bile düşünülemez.

Suriye özgürleşmiş, Türkiye'nin Suriye'de ve bölgede etkisi artmış, PKK/ YPG/SDG köşeye sıkışmışken Devlet Bey'in çıkışını her vatandaş gibi ben de anlamakta zorlanıyor ve hayıflanıyorum.

MİT Eski Müsteşarı Rahmetli Mahir Kaynak "Türkiye'de devlet, eğer dini kaldırmak istese, bunu İslamcı bir parti eliyle yapar. Eğer Şeriatı getirmek istese, bunu CHP'nin eliyle yapar. Eğer Kürdistan'ı kurmak istese, bunu MHP'nin eliyle yapar. Devletin çalışma şekli, derin aklı böyle çalışır" dememiş miydi?

İnşa Allah yanılıyorumdur…


Yazarın Diğer Yazıları