NASİPSİZ SÜTÜ BOZUKLAR

Geçtiğimiz günler ülke olarak hem sevindik, hem de üzüldük.

Karadeniz'de bulunan doğalgaz, -aramızdaki yabani otlar hariç- hepimizi sevindirdi.

Giresun'da yaşanan sel felaketi ve –çoğunluğunun sabotaj olduğunu düşündüğüm- orman yangınları da hepimizi üzdü.

Sel felaketinde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Allah milletimize bir daha böyle felaketler yaşatmasın.

Allah Şuara Suresi 30. Ayette "Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” Buyurmaktadır.

Türkiye'deki bu arada Karadeniz'deki yapılaşma tabiatla uyumlu değil. Burada yağışın çok olduğu, eğimli arazi yapısı nedeniyle de sık sık heyelan yaşandığı bilinmeyen bir durum değil.

O kadar ki; "Çarşamba'yı sel aldı” diye türkülere bile konu olmuş.

Bölge halkının geleneksel mimarisine baktığınız zaman, zemin katta mesken veya dükkân göremezsiniz. Üst katlarda ikamet edilir. Zemin kat sair ihtiyaçlar için kullanılır.

Devlet de bölgede geleneksel mimariye uygun bir mimari yapılanmaya gitmelidir.

Gelelim orman yangınlarına.

Öncelikle sabotajları önlemek için tüm teknolojik imkânlardan yararlanılmalı, sabotaj yapanlara en ağır cezalar verilmelidir.

Bilindiği üzere, yangınlara en hassas ağaç türü kızılçamdır. Yangın sırasında çam kozaları yüzlerce metre ileriye fırlayarak yangının yayılmasına yol açmaktadır.

Devlet, çam ağacı dikmek yerine, yöreye ve iklime uygun -zeytin, badem, ceviz gibi- meyve ağaçları dikmelidir. Böylece ithalatımız azalır ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlanır. Bu ağaçlar çama göre yangına daha dayanıklı olduklarından orman yangınları önemli ölçüde azalır. Yangın söndürme masrafları da düşer.

Geçtiğimiz günlerde Karadeniz'de bulunan doğalgaz ülke olarak hepimizi sevindirdi.

Doğalgazın ekonomimize sağlayacağı katkıdan daha çok, yerli ve milli imkânlarla buluyor olmamız önemlidir. Şimdiye kadar "bizim eşeğimizi türkü çağırarak başkaları arıyordu.” Artık "kendi eşeğimizi kendimiz arıyoruz.”

Hocaya eşeğe neden ters bindiğini sormuşlar. Hoca "arkadaki düşmanlarımı görmek için” demiş. "Öndeki düşmanlar ne olacak?” diye sormuşlar. Hoca "Onları eşek de görür” demiş…

Eşeğin gördüğü dış düşmanlar malum da, arkadaki düşmanlar neredeyse doğalgaz bulduğumuza üzülüyorlar.

Ülkemizin başarısıyla gururlanma, milletimizin sevinciyle sevinme duygusunu yitirmiş aramızdaki bu yabani otlar, Ülkemiz başarısız olsa zil takıp oynarlar.

Vatanını, Milletini sevmek, Ülkenin başarısıyla gururlanmak da bir nasip işi.

Bundan daha büyük bir nasipsizlik olabilir mi?

Allah sütü bozuklara, tohumunda karışıklık olanlara bu duyguyu nasip etmiyor.

Bizlere bu duyguları nasip ettiği için Allah'a sonsuz şükürler olsun…


Yazarın Diğer Yazıları