MESELE LPG ZAMMI DEĞİL, HALA ANLAMADIN MI?

Kazakistan'da neler oluyor? Olayların arkasında kim veya kimler var?

Bilindiği üzere LPG'ye yapılan zamlar ve sosyoekonomik durumun kötüleştiğini gerekçe gösteren grupların 2 Ocak'ta başlattığı protestolar sonucu Ülke karışmıştı.

Dünyanın doğal gaz ve yer altı zengini ülkelerinden biri olan Kazakistan'da, doğal gaz zammı bahane edilerek olaylar başlatılıyor. İlginç! "Mesele LPG zammı değil, hala anlamadın mı?”

Hükümet istifa etmesine, doğalgaz zamları geri alınmasına rağmen durulmaması –gezi olayları gibi- olayın provokasyon kaynaklı olduğunu gösteriyor.

Olayda Avrupa'nın yarısı genişliğinde petrol ve doğalgaz zengini bir ülkede on sekiz milyon nüfusa müreffeh bir hayat sunamayan yöneticilerin beceriksizliğinin ve iç dinamiklerin de rolü var elbette.

Ama, olayların arkasında Kazakistan'ın zengin doğal kaynakları karşısında ağzının suyu akan sömürgeci egemenler vardır. Neden mi?

Hayata geçtiğinde dünya ticaretinin ekseni "tek kuşak, tek yol projesi”ne kayacaktır.

Ümit Burnu'nun keşfiyle ipek ve baharat yolları nasıl önemini kaybetmiş, başta Osmanlı olmak üzere Orta-Doğu, Pakistan, Çin bundan olumsuz etkilenmişse; "tek kuşak, tek yol projesi” ile de Rusya'dan geçen kuzey ticaret hattı ve Amerika'nın hâkim olduğu deniz ticaret hattı eski önemini yitirecektir.

Kazakistan'ı kontrol etmek, bu yeni yol projesine engel olmak anlamına gelir ki; bunda Rusya'nın ve Amerika'nın ortak çıkarı vardır. Önümüzdeki günlerde Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan'da da benzer karışıklıkları çıkartmaları sürpriz olmaz.

Rusya'nın, bölgeye yakınlığı, kendisinden ayrılan Cumhuriyetler olması, Rus ve Rus yanlısı unsurların bulunması gibi avantajları olsa da; ABD'nin bu ülkelerde kilit mevkilerde CIA/FETÖ ajanlarının olması karışıklık çıkartmaları konusunda elini güçlendirmektedir.

Türk Devletleri Teşkilatı'nın birlik olma yolunda attığı adımın hemen sonrasında Kazakistan'ı karıştırmaları, Tokayev'in Türk Devletleri Teşkilatı'ndan değil, Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan tarafından oluşturulan askeri ittifak KGAÖ'den yardım istemesi de hayli manidardır.

Rusya ve diğer devletler bu girişimin acilen durdurulması gerektiğine kanaat getirdiler ve Kazakistan'da Türki Birliği'ni parçalayacak fitili ateşlediler.

Kazakistan olayında Türkiye önemli bir sınavdan geçmektedir. Olay "Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazırdır.” Tarzında diplomatik laflarla geçiştirilemeyecek kadar vahim ve önemlidir.

Rusya'nın Kazakistan'a asker göndermesi Türk Devletleri Teşkilatı'nı işlevsiz bırakacağı gibi, Türkiye'nin "tek kuşak, tek yol projesi” nden beklediği fayda da hayal olacaktır.

Rusya asker gönderdiği hiçbir yerden çıkmamıştır, Kazakistan'dan da çıkmayacaktır.

Eğer Türkiye buna sessiz kalır, Rusya'nın bölgeye çökmesini, Rusya'nın Kazakistan'ı işgalini seyrederse, Türk Devletleri Teşkilatı dağılır ve diğer Türki Cumhuriyetlerin de Türkiye'ye olan güvenleri sarsılır.

Türkiye'nin daha cesur adımlar atması, Türk Dünyası'nın yanında olduğunu fiilen göstermesi; savsaklamaya, ertelemeye gelmeyecek çok ama çok acil bir görev ve zarurettir…