Kurt ‘Koyun Yemeyeceğim’ Derse İnan, ABD’ye İnanma!

Bilindiği gibi son bir haftada Türkiye ile ABD arasında üst düzey üç görüşme yapıldı. ABD Ulusal güvenlik danışmanı H.R. McMaster Türkiye'ye geldi. Savunma Bakanımız Canikli, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Türkiye'ye gelerek Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız ile görüştü. Türkiye kamuoyunda bu görüşmelerden bir sonuç çıkacağı beklentisi oluştu.

Ama bir sonuç çıkmayacaktı, çıkamazdı, çıkmadı da. Neden mi?

PKK'yı Milli İstihbarat Teşkilatımız kurdu. Adının Milli istihbarat teşkilatı olduğuna bakmayın. MİT o zamanlar CIA'nın Türkiye şubesiydi. CIA, "gelecekte oluşması muhtemel Kürt ayrılık hareketinin devlet kontrolünde olması gerektiği” fikrini işleyerek bizim akıllı (!) MİT yetkililerine PKK'yı kurdurdu.

"Oyunu fark eden, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Adnan Kahveci ve Turgut Özal öldürüldü.”

Şimdi ABD, kurdurduğu, kırk yıldır besleyip palazlandırdığı bu terör örgütünden neden vazgeçsin?

Hiç şüpheniz olmasın ki; "gelecekte Türkiye'de oluşabilecek köktendinci (!) (fundamantalist) hareketin devlet kontrolünde olması gerektiği” fikrini işleyerek FETÖ'yü de MİT'e kurduran ABD'dir.

Şimdi ABD, kurdurduğu, kırk yıldır besleyip büyüttüğü, yüzlerce ülkede istihbarat ağı oluşturduğu, istediği zaman darbe yaptırabileceği "FETÖ'den neden vazgeçsin? FETÖ elebaşını niye iade etsin?”

Orta-Doğu'da sınırları yeniden çizmek için milyonlarca insanı katleden, IŞİD'i terörle mücadele bahanesi olarak kurup silâhlandıran, IŞİD'in çekildiği her yere PYD/PKK'yı yerleştiren, bu sırada Türkiye'yi Güneydoğu'daki hendek operasyonları ile oyalayan, tutmayınca 15 Temmuz'da darbe yaptıran, "Türkiye'nin güneyinde terör devleti kurmak için kırk yıldır çalışan ABD, bu amacından niye vazgeçsin?”

ABD ile görüşmelerden sonuç beklemek, kurttan "koyun yemeyeceğine dair ” söz almaktan farksızdır.

Aldatıcıdır, vakit kaybıdır. Kurdun vereceği yeni zararlara kapı aralamaktır.

ABD'nin ve Batılıların "ilkeleri, ahlaki değerleri” yoktur. "Tek değerleri çıkardır, paradır.” Bunun için kendisine zıt gibi duran örgütleri kurmaktan, desteklemekten kesinlikle çekinmezler.

Güya PKK/PYD Marksist, ABD kapitalist değil mi? "Marksist PKK/PYD karargâhında kapitalist ABD bayrağının ne işi var?” Bizim Marksistler, bu yaman çelişkiyi "Marks'ın hangi kuramıyla” açıklayacaklar bakalım?

ABD, köktendinci bir Müslüman örgüt (!) gibi gösterilen FETÖ'ye niye kol kanat geriyor?

Demokrasi havarileri ve Batı hayranları da 1789 Fransız İhtilali'nin fikir babalarının kitaplarında bu açmazın cevabını bulabilecekler mi?

Geçin bunları. Tarihte de günümüzde de yaşanan "hak-batıl mücadelesi”dir.

Bu gelişmeler yaşanırken ABD Savunma Bakanı Jim Mattis'in "Gerekirse YPG ile PKK'yı savaştırırız” sözüne çok güldüm. "Hay aklınla bin yaşa! Biz bunu düşünememiştik.” demekten kendimi alamadım.

Şaka bir yana. Türkiye içindeki "safraları atmış, kırk yıldır kendisine kurulan tuzağı” bozmuştur. Türkiye, bir "varoluş mücadelesi vermektedir, vermeye de devam edecektir.”

Herkes hazırlıklarını buna göre yapsın. Geleceği de böyle okusun.

Allah, çıktığımız bu yolda Vatanımızı, Milletimizi, Ordumuzu ve kahraman Mehmetçiklerimizi korusun!

Allah, düşmanlarımızı kahretsin, tuzaklarını başlarına geçirsin.

Onların bir hesabı varsa, elbette Allah'ın daha büyük ve adil bir hesabı vardır…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları