İNSANLIĞIN SOYKIRIMLA İMTİHANI 

 

Filmlerle, romanlarla, haberlerle, velhasıl tüm propaganda araçlarıyla Batı Medeniyeti toplumumuza bir idol olarak sunuldu.

Batı'nın özgürlükçülüğü, demokrasi ve insan haklarının beşiği olduğu, ilerlemenin ancak Batı kültürü ile mümkün olabileceği zihinlerimize adeta kazındı.

Ancak bunun böyle olmadığı yaşanan iki önemli soykırımla insanlığın zihninde yer buldu.

"Srebrenitsa Soykırımı” ve "Gazze Soykırımı”

Batılılar, iki soykırım yaşanırken de on binlerce insanın dünyanın gözleri önünde vahşice katledilmesini seyrettiler, seyretmeye de devam ediyorlar.

Seyretmekle de kalmadılar. Soykırım yapanlara açıktan destek verdiler.

"Gazze Soykırımı” ile hedeflerine ulaşınca İsrail ve Batılı devletlerin çok insani (!) bir adım atacaklarından da hiç şüphem yok.

7 Eylül'ü "Gazze Soykırımını Anma Günü” olarak kabul edecekler.

Her yıl 7 Eylül'de süslü cümlelerle konuşmalar yapacaklar. Hatta bir anıt bile dikecekler. Her yıl bu anıta çelenkler koyacaklar, karanfiller bırakacaklar. Mumlar yakacaklar. Saygı duruşunda bulunacaklar.

Sonra "Ne kadar da insancıllar” mesajı vererek insanlığı kandırmaya devam edecekler.

Batılıları anladık da, şu Arap ve İslam Âlemi'ne ne demeli?

İki milyara yaklaşan nüfusuyla on milyonluk İsrail'e etkili tek bir karşı duruş sergileyememeleri neyle izah edilebilir?

Bu ancak, İslam Ülkeleri yöneticilerinin hâkim güçlerin atadığı piyonlar olduğunu gösterir.

Arap ve İslam Âlemi'nin durumu, Bufalo sürüsünün içlerinden birisini kapan aslana, hep birden saldırmayıp, seyretmekle yetinmesine ne kadar da benziyor.

Allah'ın bahşettiği İmkânları kullanmadan, Al-i İmran 103. Ayetinin emrini yerine getirmeden "Allah'ım kardeşlerimizi koru” diye dua etmek, Allah'ın yardımına değil, olsa olsa gazabına müncer olur.

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi "Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”

Yöneticileriyle, Batı ve İslam halklarını birbirinden ayırmamak haksızlık olur.

Batılı ve Müslüman halklar ellerinde hiçbir imkân olmamasına rağmen "Gazze Soykırımı” karşısında dik bir duruş sergiledi. İnsanlığın bu dik duruşu, dünyanın geleceği için ümit verdi.

Tarihin hiçbir döneminde zulüm ebedi olmamıştır.

"Zulüm İle Abad Olanın Akıbeti Berbat Olmuştur.”

Yakın zamanda veya gelecekte. Biz görürüz veya görmeyiz.

Allah'ın vaadi gereği, zalimler mutlaka hüsrana uğrayacaklardır…

Zulüm karşısındaki duruşumuz, Allah'a verecek en önemli imtihanlarımızdan biridir…

 

 


Yazarın Diğer Yazıları