İHANETLERİN İLAHİ CEZASI

Havaya atılan taş belli bir yüksekliğe eriştikten sonra düşüşe geçer.

Devletlerin tarihleri de böyledir. Önce yükselirler, sonra gerilemeye başlarlar. Nihayet ömürleri sona erer ve yıkılırlar.

Tarihte devletlerin yükselişlerinin bitip, duraklamalarının ve gerilemelerinin başladığı dönüm noktaları vardır.

İkinci Viyana kuşatmasındaki Murat Giray Han'ın ihaneti de Osmanlı için en önemli dönüm noktasıdır. Birleşmiş Leh ve Nemse ordularını engellemekle görevlendirilen Kırım hanı Murat Giray, düşman orduları Tuna'yı geçerken, yüksek bir yerde, at üstünde onları seyrediyordu. Han'ın imamı yanına gelip:

«Han'ım, şu bölük bölük geçen kâfiri kırdırsanız artık gerisi kesilmez mi idi?…» dedi.

«Behey efendi, siz bu Osmanlı'nın bize ettiği zulmü bilmezsiniz… İnsaallahu teâlâ haçlı ordularını durdurmak benim için çok kolaydır…Bırakmak biliyorum ki dinimize ihanettir. Lakin soyumuza yaptıkları saygısızlık, asîl, temiz duygularım beni bırakmadı. Onlar da görsünler kendilerini, kaç akçalık adam imişler. Tatar kadrini bilsinler…» diyerek Haçlı ordusunu engellemedi. Osmanlı ordusu arkadan çevrildi. Viyana bozgunu yaşandı.

Bu tarihten sonra Osmanlı önce duraklama, sonra gerileme başladı.

Amacım herkesin bildiği bir tarihi hadiseyi yeniden anlatmak değil.

Sonra ne oldu?

Murat Giray Han'ın bu ihanetinin cezasını Kırım halkı çekti. Onlara soykırım uygulandı. Yurtlarından sürüldüler. Soy, sop, ırk duygularıyla birlik bozulursa ne asillik ne de temiz duygular kalır.

İnanıyorum ki; bu tarihi ihanet, son beş yüz yıldaki Avrupa ve İslam Coğrafyasını şekillendirecek kadar önemliydi.

Osmanlı, en önemli direnç noktası olan Viyana'yı alsaydı ne Avrupa böyle müreffeh olabilir, ne de Müslümanlar başsız kalırdı.

Ne Yahudiler Filistinli kardeşlerimize zulüm yapabilir, ne de İslam memleketlerindeki atanmış kukla yöneticiler emperyalistlerin talimatıyla İsrail ile işbirliği gibi akıllara zarar bir politika izlerlerdi.

Ne de yüreğimiz kan ağlasa da, bir şey yapamamanın çaresizliğini yaşardık.

İhanet eden, birlik ve beraberliği bozan yöneticiler ve milletleri bunun bedelini er geç, çok acı biçimde ödemişlerdir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.

Murat Giray Han'ı bekleyen imtihan çok çetindir.

Onun gibi olanların imtihanı da…

Soy, sop, ırk duygularının "asillik” kılıfı ile tetiklediği şeytanın teşvikinden başka bir şey değildir. Hiçbir şey "Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah'a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız. " ( Hucurat Suresi 10. Ayet) ayetinin önüne geçmemelidir.

Allah, mazlum kardeşlerimize yardım etsin. İslam Ümmetine birlik ve beraberlik nasip etsin.

Bilvesile Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları