FAY HATLARIMIZI KÖRÜKLEMEK   

Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde Suriyeli bir göçmenin bir çocuğu taciz ettiği haberi ortalığı karıştırdı. Zanlısı hakkında devletin adli süreçleri işlettiği bir suçun ardından Kayseri'de yaşanan üzücü hadiselerin akabinde Suriye'nin kuzeyinde de Türk bayrağına ve TIR'larına yönelik saldırılar gerçekleştirildi.

Bu iki hadisenin aynı anda olması asla bir tesadüf değildir.

Bot hesapların incelenmesinde bunun CIA ve MOSSAD'ın bir operasyonu olduğu açıktır.

Münferit olayları toplumsal hadiseye çevirmek tam da onların istediği şeydir.

Almanya'da bir Türk, bir çocuğu taciz etse, bu münferit olayı bütün Türklere mal etmek nasıl yanlışsa, bu münferit olayı da bütün Suriyelilere mal etmek o kadar yanlıştır.

Bir Türk'ün tacizi sebebiyle Almanların Türkler karşı vandallık yapmasına razı olabilir miyiz?

Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz.

Vandallığın, yağmanın, ateşe vermenin hiçbir mazereti olamaz.

İktidarın yanlış, plansız açık kapı göç politikasını, Mısır'la, Suud'la, Emirlikler'le, Suriye'yle ipleri koparmasını da eleştirebilirsiniz.

Başta Ümit ÖZDAĞ olmak üzere, muhalefetin de sorumlu bir dil kullanması, yabancı düşmanlığını körükleyecek ve vatandaşı tahrik edecek söylemlerden kaçınması zaruridir.

Ama göçmen meselesi toplumumuzun bir gerçeği haline gelmişse farklılıklara tahammül göstermek, itidalli olmak zorundayız.

Osmanlı bunu 650 yıl başardı. Her milletten, her dinden, her mezhepten insanı yüzyıllarca barış içinde yaşattı.

Kaldı ki; Suriyeliler 100 yıl öncesine kadar vatandaşımızdı. Haleplinin Antepliden, Şamlının Konyalıdan farkı yoktu. Ama zihinsel olarak biz sınırlarımıza öyle hapsolduk ki; Misak-ı Milli dâhil hiçbir mefkûremiz kalmadı.

Dünya ülkelerinde herkes aynı dinden, aynı milliyetten mi?

ABD'ye bakalım. Yetmiş iki buçuk millet var.

Ama ABD kendisindeki farklılıkları görmeyip, on bin kilometre öteden gelip sınırımızda mezhep savaşı çıkarıyor. Canını kurtarmak için Türkiye'ye sığınanlar üzerinden bir de kışkırtma yapıyor. Göçmenlerin boşalttığı alanlara PKK/PYD'yi yerleştirip seçim yaptırmaya, bir terör devleti kurdurmaya çalışıyor.

ABD, Irak ve Suriye'de mezhep eksenli iç savaş çıkarıyor. İki ülkeyi bölüyor ve perişan ediyor.

Neden bunu yapıyor? İstiyor ki; kimse egemenlerin karşısında duracak cesareti gösteremesin.

Fransız İhtilali ile başlayan kavmiyetçilik, Osmanlıyı parçaladığı gibi, hala kavmiyetçilik üzerinden yürütülen politikalarla dünyada devletlerin parçalanması, küçücük devletlerin doğması isteniyor.

Irak ve Suriye'yi perişan ettiler. Aynı oyunu uygulamak için şimdi gözlerini Türkiye'ye diktiler.

Sınırlarını değiştirmeyi hedefledikleri ülkeler arasında Türkiye'nin de olduğu malum.

Bunu ancak fay hatlarımızı körükleyip iç savaş çıkararak yapabilirler.

Çok dikkatli olmak, itidal ile hareket etmek ve bu oyuna gelmemek zorundayız…


Yazarın Diğer Yazıları