Kutup Yıldızı
O KADAR MI ZOR?
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
SURİYE
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Geçen gün Başkan Erdoğan ile Biden Nato Zirvesi vesilesiyle görüştü.
Görüşmenin nasıl geçeceği ve hangi sonuçları doğuracağı hayli merak konusu idi.
Görüşmenin ana başlıklarını Suriye, Libya ve Karabağ meselesi, ABD'nin çekilmesi sonrası Türkiye'nin Afganistan'da üsleneceği rol, S-400'ler, Patriot alımı, F 35 meselesi, ABD'nin PKK/PYD ve YPG'ye verdiği desteğin kesilmesi, FETÖ elebaşının ve FETÖ firarilerinin iadesi, Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetleri ve Kıbrıs konusunda Yunanistan ile olan gerilim, yüz milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşma hedefi oluşturuyor.
Trump-Erdoğan görüşmesinden bu güne sorunlarda fazlaca bir değişiklik yok.
İki liderin görüşmesinden ne beklemeliyiz?
Aramızda köklü ekonomik, askeri, siyasi ilişki ve bağlantılar var. Bu gerçek; iki ülkenin de ilişkileri sürdürecek bir orta yol bulmalarını zorunlu kılıyor.
Her iki ülke de; iki nedenle eskisinden daha farklı davranıyor. Davranmak zorunda kalıyor.
Birincisi, ABD artık eski gücünde değil. ABD'nin saltanatını sallayan Çin, Hindistan, Rusya gibi yeni güç odakları oluşmuş durumda.
İkincisi, Türkiye artık ABD'nin talimatlarına kayıtsız şartsız boyun eğen bir ülke değil. Türkiye, Ülkemizin çıkarları doğrultusunda bağımsız politikalar izliyor.
ABD, eskiden olduğu gibi, Türkiye'ye her istediğini yaptıramamanın hırçınlığı içinde.
Washington-Ankara hattında artık yapısal hale gelen gerilimlerin tümüyle olumlu bir yöne evrilmesi hayli zor. NATO üyelerinin bile ittifakın geleceği hakkında ziyadesiyle endişelendiği bir dönemde "stratejik ortaklık" gibi klişe söylemlerin devri çoktan geçti. İlişkiler "gel-git” lerle sürecek gibi görünüyor.
ABD tarafı, Erdoğan'a S-400'lerden vazgeçilmezse yaptırımların arttırılacağını ilettiğini tahmin ediyorum. S-400, Patriot ve F-35 konularında bir orta yol bulma çabası devam eder gibi görünmektedir.
İkili ticaret hacminin artırılması konusunda taraflar arasında mutabakata varılmış gibi görünüyor.
ABD'nin PKK/PYD ve YPG'ye verdiği desteğin kesilmesi, FETÖ elebaşının ve FETÖ firarilerinin iadesi konularında ABD'nin aynı tavrını sürdüreceğini düşünüyorum.
Türkiye'nin bunca mücadeleden sonra Suriye, Libya ve Karabağ meselelerinde geri adım atacağını düşünmüyorum.
ABD, Afganistan'dan çekilmesi ile oluşacak boşluğu doldurmak için Türkiye'nin rol almasını istiyor. Türkiye Afganistan'da rol almalı, ama bu rol, NATO'nun ve ABD'nin jandarmalığını yapmak olmamalıdır.
Tam bir kopuşu iki ülke de, liderleri de arzu etmez. Bazı olumlu gelişmeler olabileceği gibi, mevcut sorunların şekil değiştirerek sürmesi de kuvvetle muhtemel.
Erdoğan-Biden Zirvesi'nin Milletimizin hayrına kazanımlar getirmesi dua ve niyazıyla…MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
BİR DÜNYA DELİSİ: TRUMP
AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA
MEMUR VE EMEKLİ ZAMLARI ÜZERİNE…
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
SURİYE’NİN YENİ DÜZENİ İÇİN TAVSİYELER
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK