Erdoğan’a ‘One Minute’ mı Dendi?

                         Global siyasi aktörler, kontrol etmek istedikleri ülkelerde marjinal örgütleri ya kurarlar ya da mevcut örgütleri kontrol altına alırlar. Fikri yapılarına yakın veya uzak olması onlar için fark etmez.

                         Türkiye’de faaliyet gösteren DHKP-C, TKP/ML, MLKP, TDKP, BKP, İP gibi onlarca sosyalist ve komünist örgütü , ya ABD  kurdurmuş ya da kontrolünde tutmuştur.

                         CİA ajanı Usame Bin Ladin’e El-Kaide’yi kurduran, bu örgüte malum terör eylemlerini yaptıran, saldırılar karşısında meşru müdafaa hakkını kullandığı bahanesiyle toplumlara müdahale eden, İslam ile terörü özdeşleştirerek dünya kamuoyunda İslamafobi yaratan ABD’dir.

                         Rusya, Çin gibi global siyasi aktörler de kendi nüfuz alanlarında aynı taktik ve stratejileri uygularlar.

                         Amaç, ekonomik, siyasi, askeri  menfaatlerine aykırı davranan, kendi çizgilerinden uzaklaşan veya uzaklaşma istidadı gösteren, ülkelerde bu örgütlere terör, kargaşa ve kitlesel olaylar düzenleterek, rejimleri ve liderlerini çizgisine çekmek, gerektiğinde iş başından uzaklaştırmaktır.

                        Tarih 13 Mayıs 2013 . Sayın Başbakan Erdoğan ABD’ye gitti.

                        Görünürdeki görüşme konuları, Suriye ile ilgili Amerika-Rusya uzlaşması, karşısında Türkiye'nin ne yapacağı, güvenlik, ekonomik meseleler, açılım, Reyhanlı'daki bombalı saldırıydı...

                        Gerçek gündemin ne olduğunu bilmiyoruz. Devletlerin gizli gündemlerini bilmemiz de gerekmiyor.

                        Demokrasilerde istedikleri kadarını bilebiliriz. Basına yansıyan gündemi gerçek  sanmamız büyük yanılgıdır.

                        Erdoğan’ın, ABD’yi Suriye’ye etkin müdahaleye ikna edemediği, ABD’nin sorunu diplomatik yollarla çözme kararında olduğu, aralarında uzlaşma olmadığı, Türkiye’nin ABD gezisinden bekleneni elde edilemediği yazıldı çizildi.

                        Silah, petrol, doğalgaz, nükleer enerji, sermaye, bilişim, teknoloji, BOP, AB’ye tam üyelik, IMF, Orta-Doğu politikası, Neo Osmanlıcılık gibi  onlarca konuda ABD’nin biçtiği rolle, Türkiye’nin duruşu örtüşmedi mi?

                       ANAP/AKP eski milletvekili Fevzi İşbaşaran ‘Askeri törenle karşılanır, B.Saray karşısında B.House’da ağırlanır, R. Garden’da basın fotoğrafı verilirse, hesap ağırdır. Çok şey istenecek, yeni görev tanımları yapılacaktır diyor.

                       Eski MİT’çi M.Kaynak 25.05.2013 günlü Star’da (gezi parkı eylemleri başlamadan üç gün önce)Türkiye'nin Suriye politikasından memnun olmayanlar, iktidarı politikasını değiştirmeye zorlamak, yıpratmak ve dağıtmak için anarşi yaratarak hükümetin bununla başa çıkamadığını söyleyebilirler. Önümüzdeki dönemde bu dikkate alınmalıdır. diyor.

                      Aynı yazar 02.06.2013 Star’da (mealen) ‘siyaseti seçilmişler belirlemez. Derin devlet yetkililerden oluşmaz. Ama, tüm iktidarlar bunların görüşlerinden faydalanır. Seçilmişler belirlenen politikaları uygularlar.’diyor.

                    Küresel ve yerel bir güç haline gelen Gülen cemaati ile AK Parti arasında ‘gizli çekişme’olduğu biliniyor.

                     Pensilvanya’da mukim, politika ile uğraşmayan, ama her konuda demeç vermekten geri kalmayan ‘Zat’da  isim vermeden, ‘yetkililerin zamanla elindeki güçle diktatör haline gelebildiğini söylemedi mi?

                     Parçalar birleşince ‘gezi parkı eylemleri’nin ağaç sevgisi kaynaklı, demokratik hak talebi olmadığı çok açıktır.

                     Obama Sayın Başbakan’a  ‘one minute’ mı dedi ki, gezinin hemen arkasından bu eylemler başladı?

                     Stratejik ortak ABD (!) ile Türkiye’nin dış politikası, milli ve ekonomik menfaatleri nerede çatıştı ki; birbirlerini tanımayan insanlar bir anda birlik oluverdiler? Alanlar  sosyalist ve komünist örgüt bayraklarıyla sarı kırmızıya boyandı. Basın da sanki sivil bir gençlik hareketi gibi göstererek olaya çanak tutuyor.

                    Sayın Başbakan tam da PKK belasını bitirdim derken global aktörler, ‘O kadar kendine güvenme. Biz istersek park meselesinden bile başına bela açarız. Ayağını denk al. İstediğimiz çizgiye gel. Yoksa mı dedi?

                   Onların bir hesabı varsa elbette Allah’ın (C.C.) da bir hesabı var…

 


Yazarın Diğer Yazıları