AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Dershanelerin kapatılması son günlerin en önemli tartışma gündemi. Şubat 2012’de konu gündeme ilk geldiğinde bu sütunlarda 18.02.2012 tarihli “Ya okul, ya dershane” başlıklı yazımla görüşlerimi ifade etmiştim.
Sonuçları çok farklı anketlerden, kamuoyunun temayülünü sağlıklı öğrenmek mümkün olmuyor.
Bu, çok teknik bir konu. Teknik konular çoğunluk kanaati ile değil, ilmi ve teknik verilerle belirlenir.
Hükümet konuyu doğru metotlarla anlatamayınca menfaatleri zedelenen dershane sektörü temsilcileri ve eline fırsat geçirdiğini düşünen muhalefet partileri kamuoyunu oy kaygısıyla yanlış yönlendirmektedirler.
Yedi yılı öğretmenlik eğitimi, yirmi altı yılı öğretmen ve yönetici olmak üzere eğitime otuz üç yılımı verdim. Teknik manada hükümetin dershaneleri kapatma kararı doğru, ama gerekçeleri ve anlatım metotları yanlıştır. Bu kararı halka ve kamuoyuna siyasiler değil, uzman eğitimci, akademisyen ve uygulayıcılar anlatmalıdır.
Hükümetin dershanelerin kapatılması kararının doğruluğu şu gerekçelerle açıklanabilir. .
1-“Dershaneleri kapatmak” yerine, kaliteli eğitim için “okul-dershane birleşmesi” tabiri kullanılmalıdır.
2-Milyonlarca öğrenciye aynı konuları okul ve dershanede tekrar tekrar öğretip vakit harcatmak/masraf yaptırmak, insan kaynağı ve maddi kaynak israfıdır. Kötü berbere tıraş olup, daha ustasına veya elbiseyi kalitesiz terziye diktirip, daha ustasına düzelttiriyor muyuz? Bir iş bir kez, ama kaliteli yapılır. Eğitim tek seferde “ya okulda, ya da dershanede” verilmeli, gençler iki kulvarda yarıştırılmamalı, aynı anda hem okul hem dershane olmamalıdır.
3- a-Birbirini geçmeyi, yenmeyi, sınav kazanmayı hayatın amacı gibi gösteren bu yarış; kıskançlık, alt etme, duygularını kamçılamakta, paylaşma, yardımlaşma, sevgi ve saygıyı köreltmekte, uzun sınav kaygı ve stresi öğrencilerin ruh sağlığını bozmakta ve sağlıksız bir neslin yetişmesine yol açmaktadır.
b-Hayatı tanıma yükü, ilk gençlik ve ergenlik döneminin fizyolojik, psikolojik ve sosyal sorunları, aile, çevre ve dershanenin başarı beklentisi ve baskısıyla yarış atı gibi nefes nefese koşan öğrencinin en güzel yılları heba olmaktadır. Sonuç, bunalımlı, mutsuz bir gençlik, boşanmalar, intiharlar…v.s.
c-Öğrenci başarısı, tek veya az sayıda sınavla değil, uzun öğrencilik başarısına göre belirlenmeli veya bunun seçme ve yerleştirmede önemli ağırlığı olmalıdır. Böylece dershane ihtiyacı olmayacak, sadece bilgi odaklı ölçme yerine, toplumun ve eğitimin erdem saydığı istenir davranış gelişiminin ölçülmesi de mümkün olacaktır.
4- Eğitimde öğretim, soru ve test tekniklerinde birlik ve uyum sağlanacaktır. Tabir yerindeyse, okulda yağlı güreş öğretip, öğrenciyi üniversite sınavında minder güreşine çıkartmamalıdır.
5- Dar gelirli aileler, çocuğunun geleceği için katlandıkları dershane masraflarından kurtulacaklardır.
6- Milyonlarca öğrenci, çoğunluğu fiziki imkanları yetersiz, sağlıksız dershaneler yerine, dershane sayısınca kurulan özel okullarda rekabet artacak, kaliteli, ucuz, yeterli ve sağlıklı eğitim almak mümkün olacaktır. Dershanelerin asgari ücretin altında maaşla çalıştırdıkları branş öğretmenleri de devlet güvencesine kavuşacaktır.
8-Dershanelerin başarılı öğrencileri reklam malzemesi olarak kullanmalarının önüne geçilmiş olacaktır.
9- Okullarda lise son sınıf öğrencilerine ikinci dönem “dershanede göreceksiniz” gerekçesiyle ders işlenmediği veya öğrenciler rapor aldığı için oluşan büyük zaman ve kaynak israfı da önlenmiş olacaktır.
10- Dershaneleri gençleri kazanma alanı ve atlama taşı olarak gören, bu yolla “siyasetin dikkate almak zorunda kaldığı bir güç” haline gelmek isteyen çeşitli cemaat ve ideolojik grupların emelleri önlenmiş olacaktır.
Bu konuda ilim ışığında hareket edilmeli, asla maddi ve siyasi rant konusu yapılmamalıdır.
Milletimizin geleceğinin teminatı olan gençlerimizi yetiştiren tüm öğretmenlerin günlerini kutlarım…
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
SURİYE’NİN YENİ DÜZENİ İÇİN TAVSİYELER
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
KONSERLERE AKITILAN MİLYARLAR
KAYYUM TUZAĞI
ÖCALAN MUHATAP ALINAMAZ