DEM PARTİ’NİN TUZAĞI VE KAYYUM ATAMASI  

Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık AKIŞ, PKK/KCK üyeliği ve çeşitli suçlardan yargılandığı gerekçesiyle, İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırıldı ve Hakkâri Valisi Ali Çelik, Hakkâri Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.

Daha iki ay önce yerel seçimler yapıldı. Mehmet Sıddık AKIŞ Hakkâri Belediye Başkanı seçildi.

Bu durumda şu soruları sormamız gerekiyor.

İçişleri Bakanlığı'nın bu şahsı görevden uzaklaştıracağını ve yerine kayyum atayacağını DEM Parti'nin bilmemesi mümkün değil.

Terör suçundan yargılandığını bile bile DEM Parti bu şahsı veya şahısları neden aday gösterir?

Bu Türkiye'ye karşı kurulmuş bir tuzaktır.

Böyle adamları aday göstererek seçmeni devlete karşı kışkırtmak, devletin seçilmişlere tahammül edemediğini, Türkiye'de demokrasinin olmadığını, Kürt halkının iradesinin yok sayıldığını dillerine dolamak, Türkiye'yi dünyaya şikâyet etmek için.

Kayyum atanmasına karşı olduklarını seçim işbirliği sırasında sıklıkla dile getiren başta CHP olmak üzere Millet İttifakı'nın bileşenlerini saflarında tutmak için.

Kayyum ataması gündemi ve mağdur edebiyatıyla terör propagandası yapmak için.

AKIŞ gibi teröre destek suçundan yargılaması süren seçilmiş DEM Partili başka belediye başkanları da var. Yakın gelecekte aynı gerekçelerle muhtemelen onların yerine de kayyum atanacaktır.

Ve DEM Parti mağdur edebiyatıyla gündemde kalmayı, propaganda yapmayı sürdürecektir.

Devletin ve Anayasa Mahkemesi'nin temel yanlışı terör örgütü PKK ile irtibatı/iltisakı inkâr edilemeyecek biçimde ortaya çıkmış bir partinin kapatılmaması ve seçimlere katılabilmesidir.

Güya demokrasinin beşiği olduğu iddia edilen ABD'de El-Kaide terör örgütü ile bağlantılı bir siyasi partinin seçimlere girmesine müsaade edilebileceğini düşünebilir misiniz?

Diyelim ki; DEM Parti seçimlere girdi. Yargılaması devam eden bazı isimleri de aday gösterdi.

Yüksek Seçim Kurulu, İçişleri Bakanlığı'nın kayyum atanması için dayandığı gerekçelerle gösterilen adayların adaylığının reddine karar veremez miydi?

Elbette "Kişinin, suçu sabit oluncaya kadar masum olduğu” hukukun genel kuralıdır.

Ancak bu kurala "terör suçlarından yargılananların aday gösterilmeleri halinde Yüksek Seçim Kurulu adayın adaylığının reddine karar verebilir” şeklinde bir istisna getirilebilir.

Hiçbir organizma, bu arada sosyal ve siyasi organizma olan devlet, kimseye kendisini yok etme hak ve hürriyeti vermez, veremez.

Demokrasi kimseye, hiçbir gruba veya zümreye kendini yok etme hak ve hürriyeti vermez. Demokrasinin tanıdığı hak ve hürriyetler devleti yıkmak için kullanılamaz.

Bunlar Anayasanın temel ruhu ve kaideleridir.

Devlet, dağdaki terörle olduğu gibi siyaset görünümlü terörle de mücadele etmelidir.

Mecliste de Milletin vergileriyle maaşları ödenen milletvekili teröristler istemiyoruz…


Yazarın Diğer Yazıları