Başkanlık Sistemi

Başkanlık sistemi tartışması ve referandum ile yatır kalkar olduk.

Ama tartışmalar başkanlık sistemini ve parlamenter sistemi anlamaya yönelik değil.

Başkanlık sistemi ve bunun ne getireceği, ne götüreceği akıllıca ve sakince değil, Erdoğan ve Ak Parti’ye taraftarlık veya karşıtlık ekseninde, yani takım tutar gibi tartışılıyor.

Başkanlık sisteminden de parlamenter sistemden de mucize beklemek yanlıştır. Başkanlık sistemine geçilirse de her şeyin güllük, gülistanlık olacağı beklenmemelidir.

Her iki sistemi de uygulayacak olan insandır. Yönetenler ve yönetilenler eğitimli, iyi niyetli, erdemli olursa bir ülke en kötü sistemle bile iyi yönetilebilir. Aksi halde en iyi sistemler bile kötü sonuçlar verebilir.

Geçmişte parlamenter sistem, yürütmede istikrarı sağlamakta zaaflara düştü. Her an düşecek, zayıf koalisyon hükümetleri, güçsüz yürütme istikrarı sağlayamadı. Hükümet kurabilmek için para ile milletvekilleri transfer edildi. Yönetim zafiyeti ülkeyi anarşi, terör ve kargaşaya sürükledi.

Değişen dünya siyasi dengeleri karşısında gerekli pozisyonu alınamadı. Milli çıkarlarımızı korumakta acze düştük ve birçok fırsat kaçırıldı. Mecliste 115 turda Cumhurbakanı seçilemedi. Zeki Müren’e ve Bülent Ersoy’a bile oy çıktı. Parlamenter sistemin bu tıkanıklığı 12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçesi oldu.

19 Şubat 2001’de Cumhurbakanı Sezer, Başbakan Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlattı, ekonomi çöktü.

Başkanlık sistemi yukarıda sayılan sakıncaları giderir. Güçlü yürütme ve siyasi istikrar sağlar. Yönetimde iki başlılığı önler. Daha hızlı karar alma ve uygulama imkanı verir.

Ama bu sitem güç zehirlenmesi yaratabilir. Bu Meclisin denetleme mekanizmaları ile önlenebilir.

Başkanlık sisteminde iki turlu seçim vardır. Bir aday ilk turda oyların yarıdan fazlasını alırsa seçilmiş olur. Hiçbir aday ilk turda oyların yarıdan fazlasını alamazsa, en çok oyu alan iki aday ikinci tura kalır. Bu iki adaydan en çok oyu alan başkan seçilir. 

Ülkemizde kaba bir hesapla her üç seçmenden ikisi sağ, biri sol seçmen olduğuna göre, hiçbir sol parti adayının birinci turda seçilmesi mümkün görünmemektedir. Sistem bir sağ, bir sol parti adayını ikinci tura taşıyacaktır. İkinci turda sol parti adayının Cumhurbaşkanı seçilmesi çok daha zor hatta imkansıza yakındır. 

Başta CHP olmak üzere sol partilerin rejim değiştiriliyor yaygaralarını samimi bulmuyorum. Asıl karşı çıkma nedenleri bu sistemde sol partilerin iktidara gelmesinin mümkün olmadığını görmelerindendir. 

MHP’nin, kendi adayının seçilmesini mümkün görmediği, özelde tamamen sistem dışında kalmamak, genelde de sol partilerin iktidara gelmesini engelleme fırsatını değerlendirmek için başkanlık sistemine destek verdiğini söylemek mümkündür.

Bu günlerde başkanlık sistemi referandumu anketleri havada uçuşuyor ve açıklanan sonuçlar birbirinden çok farklı. Anket şirketlerinin çoğunun şimdiden çuvallayacağını öngörmek kehanet olmasa gerek.

Şu ana kadar yapılan referandum ve seçimlerde halkın, ortaya bir alternatif koyanı destekleme, karşı çıkana yönelmeme biçiminde bir seçmen refleksi ortaya koyduğunu düşünüyorum.

Referanduma daha çok zaman var. Elbette şimdiden bir oran vermek mümkün değildir. Ama, halkın yarıdan fazlasının içinden geçtiğimiz kritik sürecin güçlü bir yürütme ile aşılabileceğini, bunun başkanlık sistemi ile sağlanabileceğini düşündüğünü ve referandumda başkanlık sistemini kabul edeceğini düşünüyorum.

Hayırlısı. Bekleyelim, görelim…


Yazarın Diğer Yazıları