YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ
Kutup Yıldızı
O KADAR MI ZOR?
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
FACİALAR KADER DEĞİL
Eğitim de denetim de şart
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
ABD'nin ve Avrupa Birliği'nin "PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiği” malumdur.
Ancak ABD, PYD'nin terörle ve PKK ile ilgisi olmadığını, DEAŞ ile mücadelede işbirliği yaptığını savunagelmiş, verdiği silahları toplayacağını (!) söyleyerek "dünya kamuoyunu kandırmaya” çalışmıştır.
Türkiye'nin somut verilere dayalı itirazlarına rağmen ABD'nin, PYD yani PKK'ya desteği, DEAŞ ile mücadele gerekçesi "inandırıcı, meşru ve hukuken geçerli değil”dir.
Ancak Zeytin Dalı Harekatı sırasında ordumuzun eline geçen delillerle "PYD ile PKK'nın aynı terör örgütleri olduğu, ABD'nin iddialarının gerçeği yansıtmadığı, terörü ve terör örgütlerini desteklediği” bir kez daha ve inkarı mümkün olmayacak biçimde kanıtlanmıştır.
Uluslararası hukuka, BM önderliğinde akdedilen ABD'nin de taraf olduğu uluslararası antlaşma ve sözleşmelere göre, "...insanlığa karşı savaş ya da soykırım suçu işleyen terör örgütlerine silah temini yasaktır.”
" BM sözleşmesinin 2. Maddesine göre "…bir ülkeyi, maddi varlıklarını ve toprak bütünlüğünü terör yöntemleri kullanarak hedef alan terör örgütlerine silah veren veya destekleyen ülke, o ülkeye bizzat saldırmış sayılır.”
ABD'nin Nikaragua'daki kontrgerillalara silah sağlaması konusunda Uluslararası Adalet Divanı 1986 yılında, "ABD'nin BM sözleşmesi 2/4 maddesinde belirtilen ve uluslararası hukukun emredici kuralı (jus cogens) olan kuvvet kullanma yasağını ihlal ettiğini” belirterek ABD aleyhine emsal niteliğinde bir karar vermiştir.
Geçen yıl BM Güvenlik Konseyi 1371(2001) sayılı kararına atıf yaparak oy birliği ile "…devletlerin teröristlere hiç bir surette destek vermemesi, devletlerin teröristlere silah sağlamasının önüne geçilmesi teröristlerin silahlandırılmasına karşı tedbir alınması …” gerektiğini vurgulayan 2370 (2017) sayılı kararı almıştır.
ABD'nin, PYD'yi yani PKK'yı desteklemekteki amacının bölgedeki "meşru devlet sınırlarını değiştirmek” olduğu da açıktır. Uluslararası hukuka göre "meşru devlet sınırlarını değiştirmeye kalkışmak” da suçtur.
Türkiye sadece askeri harekat yapmakla yetinmemeli, "diplomatik atak” başlatmalıdır.
"ABD'nin terör destekçiliğini BM Genel Kurulu'na taşımalıdır.”
"ABD'yi Uluslararası Adalet Divanı'na, Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi'ne ve Lahey Savaş Suçları Mahkemesi'ne” kadar götürmelidir.
PKK teröründen zarar gören vatandaşlarımız, Uluslararası mahkemelerde ABD aleyhine "tazminat davası açabilirler ve/veya ceza davası açmak için” müracaat edebilirler.
Hatta PKK'ya silah veren "ABD yetkilileri hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilirler.” Pekala ABD yetkililerini Türkiye'de de yargılayabiliriz. Zira ülkemizde işlenin işlenmesin, "terör suç ve suçlularını suçtan zarar gören her ülke yargılayabilir.”
Bütün bu hukuki ve diplomatik çabalarımız, günümüzün etkili kitle iletişim araçları ile "dünya kamuoyunu etkileyecek ve yönlendirecektir.”
Haydi iş başına…
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
BİR DÜNYA DELİSİ: TRUMP
AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA
MEMUR VE EMEKLİ ZAMLARI ÜZERİNE…
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
SURİYE’YE “OSMANLI YÖNETİM MODELİ” LAZIMDIR.
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
SURİYE’NİN YENİ DÜZENİ İÇİN TAVSİYELER
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK