ABD-TÜRKİYE SAVAŞI YAKINDIR

Amerikan deniz piyadelerine taktik ve strateji üreten USNI "Amerika Denizcilik Enstitüsü' yayınladığı ABD Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral John M. Richardson'un kitabın önsözünü yazarak ABD adına resmiyet kazandırdığı 'Donanma Taktikleri ve Deniz Harekatı' kitabının ‘Ege Savaşı' başlıklı 15. Bölümündeki senaryoda Ege'de Türkiye-ABD savaşı ve 6. Filo'nun Türk donanmasına saldırması canlandırılıyor.

Kitapta Türkiye için ‘dost görünümlü güçlü bir düşman' ifadesi kullanılıyor. "Türkiye'nin askeri gücü çok artmıştır, siz şimdi ön alırsanız, bizim de desteğimizle Türkiye'yi yener, karada ve denizde siyasi hedeflerinize ulaşırsınız.” Diyerek Yunanlılar kışkırtılıyor. Savaş senaryosunda, Türkiye ile Yunanistan ‘ezeli iki düşman' olarak tarif ediliyor. Kıbrıs nedeniyle ilişkileri gerilen "Ankara-Atina arasında çıkacak bir çatışma ve ardından ABD'nin Yunanistan'ı destekleyerek ​ 6. Filo ile Türk Deniz Kuvvetleri'ne saldırması” senaryolaştırılıyor.

Aynı kitapta "Türk ordusunun çok güçlü olduğu, kara savaşında ABD'nin kazanma şansının olmadığı, son yıllarda yerli silahlarını üreten Türkiye'ye engel olmanın gittikçe zorlaştığı” da anlatılıyor.

Senaryoya göre "Yunanistan, G. Kıbrıs'a balistik füzeler yerleştirme kararı alıyor. Türkiye, Atina'yı sert şekilde uyarıyor. Geri adım atmayan ve Kıbrıs'a yönelen Yunan gemilerini Türk donanması batırıyor.”

Bunun üzerine "ABD uçak gemisi ve Amerikan savaş gemileri, kuzeyde Sakız, güneyde ise Amorgos adalarında üslenen Amerikan birlikleri Ayvalık, İzmir, Çeşme, Kuşadası ve Bodrum'u hedef alıyor. Girit'in kuzeyindeki takımadalar çevresinde de Türk donanmasıyla 6. Filo'nun muharebeleri” öngörülüyor.

Kitapta Avrupa Amerikan Deniz Kuvvetleri Komutanının "barışı sağlamak için kan dökmenin gerekli olduğuna inanıyorum'' dediğini de zikretmeden geçemeyeceğim.

21.yy'da Türkiye'nin en ciddi jeopolitik sorun alanı Doğu Akdeniz'dir. Senaryoda Doğu Akdeniz'den ve buradaki enerjiden söz edilmemesi ilginçtir. ABD, bizi Yunanistan ile savaştırıp, deniz gücümüzün bir kısmını Ege'ye kaydırmamızı, yıpranmamızı ve Doğu Akdeniz'deki enerji savaşını kaybetmemizi istemekte ve senaryoda dikkati başka yöne çekmektedir. ABD ve Batılı Devletlerin Doğu Akdeniz'e donanma yığmaları boşuna değildir.

Türkiye ABD'nin emir eri ve ön karakolu olmaktan çıktı. ABD Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışıyor. ABD derin devletine ve politikalarına hakim olan Armagedon (Bknz Orta-Doğu'da Yaşananlar Ve Armageddon Savaşları-26 Aralık 2016- Yeni Konya'da yayınlanan yazımız.) sevdalılarının Türkiye'ye savaş açması uzak bir ihtimal değildir.

Elbette savaşı aklı başında hiç kimse istemez. Ama vatanı müdafaa mecburiyetinde kalırsak, dünyada bu Milletin savaşa koştuğu gibi savaşa koşan başka bir millet de yoktur.

Bu konuyu gündeme getirme amacım, düşmanlarımızın niyetlerini önceden haber vermek, devlet ve millet olarak uyanık olmak, gerekli tedbirleri almakta geç kalmamak içindir.

Zaten devlet attığı adımlar ile bu ihtimallere hazırlanıyor. Dışa bağımlı olmayan milli silah sanayii, güçlü bir ile ordu ile olası bir savaşa hazırlık yapıyor. KKTC'ye İHA'ların gönderilmesini, Türkiye-Libya arasında 27 Kasım'da imzalanan "deniz yetki alanlarının sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası” nı, Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarımızı ve burada güçlü bir donanma bulundurmamızı da bu hazırlığın bir parçası olarak okumak mümkündür. Güçlü olmak düşmanı caydırır. Caymazsa da olası bir savaşta galip gelmemizi sağlar.

Demem o ki; "su uyur düşman uyumaz.” Allah yar ve yardımcımız olsun…


Yazarın Diğer Yazıları