ABD’NİN, BOĞAZİÇİ’NE KILÇIK KAÇTI

Türkiye'yi karıştırmak isteyen çevreler, Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör atamasını bahane ederek yeni bir "gezi olayları” provası yapmaya çalışıyor.  

Boğaziçi Üniversitesi'ni 1971'e kadar Amerikalı rektörler yönetti. (Cyrus Hamlin 1863-1877, George Washburn  1877-1903, C. Frank Gates 1903-1932, Paul Monroe 1932-1935, W. Livingston Wright 1935-1943, F.Henson Black 1944-1955, D. Smith Ballantine 1955-1961, P. Murphy Malin 1962-1964, D. James Simpson 1965-1967, J. Scott Everton 1968-1971) 1971'den sonraki rektörlerin çoğunun adı Türk, ama kafa yapısı Amerikalı idi. Amerikalı rektörlere karşı çıkmayanlar şimdi atanan rektör için  neden ortalığı ayağa kaldırıyorlar? 

Çünkü; ABD'nin, İslam Coğrafyasını yönetme ve sömürme amacı hiç değişmemiştir. Bunun için bir ön karakola ihtiyacı vardı. Bu da yıktıkları Osmanlı'nın yerine kurdurdukları Türkiye Cumhuriyeti idi. 

Türkiye'nin kılcal damarlarına kadar giren ABD ve Batı'nın Türkiye'yi yönetecek aydınları yetiştireceği eğitim kurumlarını ihmal etmesi düşünülemezdi. ABD, Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ'ni bunun için kurmuştur. Bu arada Saint Joseph Lisesi, Robert Kolej ve Galatasaray Lisesi'ni de unutmamak gerekir.

ABD, bu lise ve üniversitelerin prestijlerini en üst seviyede tutmuş, en zeki gençlerin bu okullara girmek için can atmasını sağlamıştır. ABD, bu okul mezunlarına burs vererek kendisine çekmiş, böylece gençlerimizi devşirmiş, Türkiye'ye dönüşlerinde önemli yerlere getirerek Türkiye'yi böylece yönetmiştir. 

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, general, üst düzey bürokratların nerelerden mezun olduklarını araştırın. Çoğunun Boğaziçi, ODTÜ, Saint Joseph, Robert Kolej ve Galatasaray Lisesi çıkışlı olduğunu, bursla ABD'ye gittiğini, Türkiye'ye dönüşlerinde önemli yerlere –geldiğini değil- getirildiğini görürsünüz.      

Annemin rahmetli dayısı ODTÜ'ni birincilikle bitirmiş, sağlanan bursla yüksek lisansını ve doktorasını ABD'de yapmıştı. Türkiye'nin ilk jeofizik mühendislerindendi. Bakan, milletvekili sınıf arkadaşları vardı. Neden önemli görevlere gelemediğini sordum. Güldü, "Beni bir düşünce kuruluşuna çağırdılar. Masonluk teklif ettiler. Kabul edersem istikbalimin parlak olacağını anlattılar. Reddettim” dedi. 

Rahmetli, Etibank Genel Müdürlüğü'ndeki odasında gazete okuyarak emekli oldu.

Boğaziçi Üniversitesi ve benzerlerinin işlevi ABD'ye hizmet edecek gençleri devşirmek. 

Sen adamın kovanına çomak sokarsan olacağı bu. 

Siz Boğaziçi protestolarını öğrenci olayları mı zannediyorsunuz? 

Baksanıza yakalananların çoğu öğrenci değil. Çoğu ajan, terörist, PKK ve sol örgüt militanları.

PKK'nın kuruluş yıldönümünde halay çeken Boğaziçi eylemcileriyle, PKK'ya TIR'lar dolusu silah gönderenler aynıdır. 

Kâbe'nin temsilini ayaklar altına alan Boğaziçi ajanlarını oynatan elle, Charlie Hebdo karikatürlerini çizen el farklı değildir. 

Başörtüsünü hürriyet kapsamında görmeyen, ama Lezbiyenlerin, Geylerin, Bio seksüellerin, Transseksüellerin sapıklıklarını "tercih ve hürriyet” kapsamında gören anlayış arasında da fark yoktur.  

Atatürk resmi veya Haç ayaklar altına alınınca yeri göğü yıkan -özellikle muhafazakâr olduğu iddiasında olan- çevrelerin,  Kâbe'nin temsilinin ayaklar altına alınmasına sessiz kalmaları da hayli manidardır.   

ABD, "Boğaziçi'ni ben kurdum. Burası benim” diyor. Türkiye de "Burası benim ülkem. Ülkemin gençlerini sana kaptırmam. Artık senin hâkimiyetine izin vermem” diyor. İşin özeti bu.

Selam ve dua ile…

 


Yazarın Diğer Yazıları