RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Konya’mızın medar-ı iftiharlarından, büyük veli, Mevleviliğin terbiye ocağı Ateşbâz-ı Velî Hazretlerinin türbesinde müşahede ettiğim bir kitabeden bahsetmek istiyorum sizlere. Çok talihsiz bir kitabe kondurulmuş Efendi Hazretlerinin türbesinin girişine. Bu hezeyan kitabe girişteki Sıtkı Dede’nin, Ateşbâz-ı Velî Hazretlerinin ölümüne tarih düşürmek üzere yazdığı Osmanlıca kitabenin Latin harflerine çevrilmiş hali. Latin harflerine çevrilmiş haldeki garabet kitabede aynen şu metin yer almakta:
Bir nihal-i şecer-i Hazret-i Mevlana kim
Post-nişin’i Dergeh-i Cedd-i o Vahid Çelebi
Arz-ı Hidmet eylşeyüd Hazret-i Ateş baz’a
Etti nezdinde bina tekke rızadır talebi
Çaker-i kemteri Sıdkıy ederek arz-niyaz
Dedi tarihini <bu gülşen-i feyz-i edebi>
Bu kitabeyi görünce aklıma şu anekdot geldi. Meşhurdur bilirsiniz. Adamın biri hocaya, “Hocam, deniz kenarında karısını kurban edecekken gökten inen boğayı kesen evliya kimdi?” diye sormuş. Hoca adama bakmış bakmış ve demiş ki “Ülen evladım ben bunun neresini düzelteyim? Orası deniz kenarı değil çöldü, kurban edeceği karısı değil oğluydu, gökten inen boğa değil koçtu, o adam da evliya değil peygamberdi.” İşte bu kitabedeki yanlışları görünce insan neresinden başlayayım düzeltmeye diye düşünmeden edemiyor. Bu garabeti düzeltmeye çalışalım ki belki bir âdem-i insaf çıkar da yeni bir kitabe kondurur oraya. Düzeltme hakkı öncelikle İl Kültür Müdürlüğümüzündür. Lütfen kimse öne geçmeye çalışmasın!
1- Bir kere Osmanlıca şiirlerde uzun veya ince okumaların bulunduğu kelimelerin hepsinde uzatma işareti yahut şapka işareti kullanılır. Gördüğünüz üzere hiçbirisi yok.
2- Hidmet, hizmet demektir. O halde neden büyük harfle yazılıyor? Aynı şekilde “dergeh” ve “cedd” kelimelerinin de büyük harfle yazılması için hiçbir sebep yok.
3- “Eylşeyüd” ne demek bu metni Latinize eden yahut mermere kazıyan bîinsaf kişi? “Eyleyüb” olmasın sakın o?
4- Ateş baz'a diye yazılan kelimedeki “bâz” Farsça bir ek olup oynayan demektir. O halde ek olduğuna göre nasıl ayrı yazılabiliyor? Doğrusu “Ateşbâz’a”
5- “Etti” değil “itdi”, “dedi” değil “didi”, “ederek” değil “iderek”, “tekke” değil “tekye”, “kemteri” değil “kemter-i”.
6- Bu metni çeviren ağabeyimiz saçmalamadan da işini bitirmiyor doğrusu. İşinin hakkını vermesi tebrike şayan(!). Yanlışlıklar manzumesinde zirveye gözünü dikmiş; abuklukta, abuslukta sınır tanımıyor. Metnin altında bilinmeyen kelimeler bölümü var. Orada postnişin kelimesinde geçen nişin kelimesi için “tatlı, leziz” tabirleri geçiyor. Ey bre güzel insan Mevlevilikle ilgili bir kitabeyi çevirirsin de “postnişin” tabirini nasıl bilmezsin! Yukarıdakilerin hepsini belki bir yere kadar okuma hatası olarak mazur görebiliriz. Ancak işte bu affedilmez. Zira bu anlamla postnişin “lezzetli post” anlamına gelir ki Ateşbâz-ı Veli’nin kemiklerini sızlatır. Ve diğer bütün postnişinlerin. “Nişin” oturan demektir. Postnişin de posta oturan yani Mevlevilikte ve diğer tekkelerde dergâhın şeyhi, dedesi demektir. “Postnişin’i” kelimesinin sonundaki belirtme hali eki olan “i” de, kelime özel isim olmadığı için ayrılmaz.
7- Bilinmeyen kelimeler kısmında da kelimeler “nihal-i”, “çaker-i” şeklinde değil “nihâl”, “çâker” şeklinde yazılır. Yahut “Çâker-i kemter-i Sıdkıy” gibi…
O halde elimizden geldiğince kitabenin doğru olan Latin harfli yazımını şöyle yapalım.
Bir nihâl-i şecer-i Hazret-i Mevlânâ kim
Pôst-nişîni dergeh-i cedd-i o Vâhid Çelebi
Arz-ı hidmet eyleyüb Hazret-i Ateşbâz’a
İtdi nezdinde binâ tekye rızâdır talebi
Çâker-i kemteri Sıdkıy iderek arz niyâz
Didi tarîhini <bu gülşen-i feyz-i edebî>
Bu kitabeyi en iyi şekilde okuyacak olan eski Türk edebiyatı ile Türk-İslam edebiyatı hocalarımız dururken neden bu işten anlamadığı her halinden belli olan birisine okutuldu bu kitabe? Sayın Konya İl Kültür Müdürümüz, bu ucubeyi buradan kaldırıp doğru okunmuş, güzel bir kitabeyi yerleştirmek boynunuzun borcudur. Ateşbâz-ı Velî Hazretlerinin hatırı için lütfen. Bu garabetten bizleri haberdar eden Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam edebiyatı bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hikmet Atik hocamıza şükranlarımızı sunarız. Selam ve dua ile…
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
SURİYE’DE YAŞANANLARIN TAHLİLİ
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
ÖLDÜRÜLEN BİR ÖĞRETMEN VE BİR EĞİTİM SİSTEMİ
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -1-
CHP NEDEN İKTİDAR OLAMADI, OLAMIYOR?
İSLAM DÜNYASI NEDEN GERİ KALDI?
TAYYİP ERDOĞAN MI KAZANDI, MUHALEFET Mİ KAYBETTİ?
BİR DEVLETİ KİM YÖNETİR?