6 Haziran seçimlerinden önce yazdığım bir yazımda HDP’nin barajı geçmesi gerektiğini söylemiştim ve demiştim ki “HDP barajı geçmezse silahın bırakılması için müzakereler kiminle yapılacak?” Ancak geldiğimiz nokta görüyorum ki HDP bizleri yanıltmıştır. Devletin ve halkın kendisine verdiği hakkı doğru yönde kullanamamış ve örgütün sözcülüğünü yapmaktan ve şiddeti savunmaktan öteye gidememiştir. Seçimlerden önce herkese çiçek, böcek dağıtan HDP, seçimlerin sonunda barajı geçince söylemlerinden vaz geçmiş ve herkese silah, kan, gözyaşı dağıtmaya başlamıştır. Kendilerine verilen hakkı doğru kullanamadılar ve kaybedenlerden oldular. Şu içinde bulunduğumuz günlerde bir daha seçim yapılsa %5 alırlarsa büyük başarıdır. Zira insanlar gördü ki bu partinin derdi ikide bir ağızlarına sakız ettikleri ve geviş getirir gibi geveledikleri barış değil terör ve ondan zuhur ettirebileceklerini sandıkları bağımsız veya özerk devlet. Beyler kabul edin ki süreci yönetemediniz, Ankara ile Kandil arasında kaldınız ve kaybettiniz. Proje üretmeden ve ortak dil kullanmadan ancak “Tayyip karşıtlığı” ile kampanya yürütürseniz olacağı bu işte. Kürtleri kullanarak Kürtleri ezdiniz. Barışla savaş çıkardınız.
Çözüm sürecinde hükümet bu süreci çok önemsedi ve gereken bütün adımları attı. Kürtlerle ilgili “eski Türkiye”nin kalıntıları olan ne kadar sorun varsa yok etti. Artık sıra Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia eden PKK’nın yapması gerekenlere geldi. Ama örgüt bu arada ne yaptı? Silah yığınağı ve bomba düzenekleri yapmak, kurtarılmış bölge ilan edeceklerini sandıkları şehirlere militanlarını yerleştirmek... Devlet de anladı ki bunların derdi barış falan değil. Kürt halkının sorunları hiç değil. Devlet 30 yıldır silahla bu sorun bitmiyor, eğer görüşmelerle biterse Türkiye yayından fırlamış ok gibi fırlar diyerek örgüte bir şans verdi ve bu şans ahlaksızca kullanıldı.
Geldiğimiz nokta: Yüzlerce şehit, binlerce PKK'lı ölüsü... Kaybedilen canlar, paralar, hayatlar... Yıkılan evler, bozulmuş yollar, yakılmış okullar, boşa verilmiş hayatlar... Birbirine düşman yapılmaya çalışılan baba bir iki kardeş... Hepsinden PKK ve siyasi uzantısı HDP sorumludur. Şayet amaçları Kürt milletinin haklarıysa eski sorunlardan arındırılan yeni Türkiye'den alınabilecek bir hak kalmadı. Artık verme zamanı. Hem devlete hakkını hem de silahları teslim etme. Ancak silahların teslim olması ile dağın ayısı olan (affedersiniz klavyenin azizliğine uğradım dayısı diyecektim) Fehman Hüseyin, Murat Karayılan, Cemil Bayık gibiler şehre inip ne iş yapacaklar? Torunlarını dizine alıp dağdaki anılarını mı anlatacak yoksa salatalık, domates mi yetiştirecek? Onun için en başta bunlar silahları bırakmayacaklardır. Çünkü dağda astığı astık kestiği kestik yaşıyorlar. Ara sıra F16'lar keyiflerini kaçırıyorlar, üç beş heval ölüyor ama o kadar olacak. O kadar kusur kadı kızında da olur. (!) Gelelim HDP'ye derhal söylemlerini, dilini değiştirmeli ve kürsülerden Kandil’e selam çakmayı bırakmalı. Aksi takdirde onlar için en büyük başarı barajı geçmek olur. Selam ve dua ile…