1 Kasım, yeni devletimizin en tartışmalı inkılaplarından biri olan harf inkılabının yıldönümü. Bir tarafta bu devrimi okumayı ve Avrupalılaşmayı kolaylaştırdığı için savunanlar, öbür tarafta bin yıllık kültürümüzden ve medeniyetimizden koparmaya ne hacet vardı diye eleştirenler... Hadi gelin duruma biraz daha yakından bakalım ve bazı sorular sorup cevaplarını bulmaya çalışalım.
Soru 1: Harf inkılabı okumayı kolaylaştırmış mıdır?
Cevap: Hayır. Çünkü okuma yazma bilmeyen bir çocuk için B ile ?, L ile ? arasında bir fark yoktur. Şekillerin okuma yazmada önemi yoktur. Devlet İstatistik Kurumunun 1981'de verdiği bilgilere göre harf inkılabından bir yıl önce yani 1927'de okuma yazma %10.7'dir. 1936'de yani inkılaptan 8 yıl sonra ise sadece %19.2'ye yükseliyor. Senede 1 puan artmış. 1951 yılına geldiğimizde ise sadece %33.6'ya geliyor. Türkiye'nin ancak üçte biri okuma yazma biliyor. %66.4 hala okuma yazma bilmiyor. Harf inkılabından önce senelik %1'lik artışı göz önüne alırsak inkılap olmasaydı 1950'lerde zaten aşağı yukarı aynı oran tutturulacaktı. Sıfırdan başlanmayacağı için belki daha fazlası... O halde okuma yazma oranı harflerin şekliyle ilgili bir durum değil, okullaşma oranının artmasıyla ilgili bir durum. Osmanlıda da okullaşmanın arttığı yıllarda okuma yazma oranı da artmıştır. Eski dönemlerde okuma yazma oranının geriliğinin kitabın çok pahalı bir meta olması ve halkın kitap alamayacağı için okumaya ihtiyaç duymamasıyla da ilgisi vardır ki o ayrı bir yazı konusudur.
Soru 2: Okumayı kolaylaştırmadıysa harf inkılabı neden yapıldı?
Cevap: İsmet İnönü “Hatıralar” adlı kitabında harf inkılabının kolaylık için yapılmadığını, kültür değişimi için yapıldığını söylemektedir. (İsmet İnönü Hatıralar Cilt 2, Sahife 223 Bilgi Yayınevi 1987) Hal böyle olunca harf devrimindeki asıl amacın Batı kültürünü ülkeye yerleştirmek olduğu görülebilmektedir.
Soru 3: Harf inkılabı yapılmasa ne olurdu?
Cevap: Hiçbir şey. Çünkü ilerleyecek toplum Rusya, Çin, Hindistan, Japonya, Tayland, Güney Kore'de olduğu gibi kendi alfabesiyle de ilerler. Bir ülkeyi ilerleten harflerin şekli değil çalışkanlığıdır. “Güney Amerika ülkelerinin hepsi Latin alfabesi kullanır, hepsi de geri kalmış durumda. Oysa Japonlar 1500 harflik alfabeleriyle ilerledi, kalkındılar.” (Metin Köse)
Soru 4: Arap alfabesine geri mi dönelim?
Cevap: Asla. Zira Cemil Meriç’in tabiriyle “Kütüphaneleri tuğla yığınına çevirecek” bir değişikliğe, her şeyin baştan başlamasına gerek yok. Ülkeyi ilerletecek olan ne Latin harfleri ne de Arap harfleridir. Aslolan çalışmaktır. Kim çalışır ve üretirse o kazanır, ilerler. Ne Latin harfli olan ne Arap harfli olan… Tıpkı dünyayı Arap alfabesiyle yöneten Osmanlı, şimdi dünyayı Latin alfabesiyle yöneten Batı gibi… Demek ki marifet nasıl yazdığın değil ne yazdığınmış…
Selam ve dua ile…