Çocuk Yetiştirmenin Altın Kuralları

Çocuk bazen dünyanın en tatlı bazen de en acı varlığı. Sevilmeye doyulamayan lakin bazen de kişiyi dünyasından bezdiren bir şey. Ne olduğu tam olarak anlaşılamayan bir acaip güzellik yumağı. Peki bu kadar sabrettiğimiz bu güzellik abidelerinin bir de büyüdüklerinde hayırsız çıktıklarını gördüğümüzde ne kadar üzülürüz? Tarifi imkansız. Onca yılların emeği, sabrı, onlar için bitirilen bir ömür sonrasında seni azarlayan, döven ve hatta öldüren bir evlat... O halde hayallerimizin yıkılmaması için hayırlı bir evlat yetiştirmeliyiz. Yoksa harman zamanı tarlasını sel vurmuş çiftçi gibi çöküp kalırız. Peki ne yapmalıyız? Hadi başlayalım:
1- ÇOCUKLARIMIZA DİNİMİZİ VE KÜLTÜRÜMÜZÜ MUHAKKAK ÖĞRETMELİYİZ: Artık çok güzel bir hizmet var çevremizde. Dini eğitim veren anaokulları. Gerçekten çok güzel eğitim veriyorlar. Evlatlarımızı muhakkak birine göndermeliyiz. Bir düşünün, dinini ve kültürünü öğrenemeyen bir çocuk neler yapar? Neler yapmaz ki? Çocuklarımızın kalbine Allah korkusunu yeleştirmeliyiz. Unutmayın! "Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görgüsüz kuşlar gör neler işler."
2- ONLARI DİNLEYİN: Onları ciddiyetle dinleyin. Onları televizyon seyrederken değil, gözlerinin içine bakıp öyle dinleyin, ciddiyetle dinleyin. Konuşmaya, fikir üretmeye, fikirlerini açıklamaya alıştırın. İçinde bulunduğumuz çağda konuşamayan, hakkını arayaman bir kişinin başına neler geleceğini çok iyi biliyorsunuz. O halde konuşan, hakkını arayan, fikir üreten bireylere sahip olmak için çocuğunuzu konuşturun ve dinliyor numarası yapmayın. “Çocuklarınızı kuzu gibi yetiştirmeyin ki büyüdüklerinde koyun gibi güdülmesinler.” ONLARI DİNLEYİN.  UNUTMAYIN. Siz onu dinlemezseniz o kendini dinleyen birilerini bulur. Ya uyuşturucu satıcılarını, ya Satanistleri yahut da terör örgütlerini... Çocuklarınızla 7-8 yaşına kadar güreşin, 15 yaşına kadar konuşturun, 15 yaşından sonra fikirlerini sorun....
3- ONLARA SÜREKLİ SARILIN VE KENDİSİNİ ÇOK SEVDİĞİNİZİ SÖYLEYİN: Efendimiz (sav) "Kişi sevdiğine, sevdiğini söylesin" buyuruyor. O halde bizim babalarımız gibi "Sevdiğimi söylemeye gerek var mı? Tabiki seviyorum!" demeyin. Bireylerin birbirlerini sevdiklerini söylemeleri onları rahatlatır ve mutlu olmalarını sağlar. Özellikle çocuklar kendilerini güvende hisseder. Ailenin bir parçası olduklarını hisseder. Bırakın insanı, hayvan bile sevildiğini bilir ve mutlu olur. O halde neden çocuğumuzu mutlu etmiyoruz?
4- ÖZÜR DİLEMEYİ BİLİN: Tartıştığınızda biraz zaman geçtikten sonra tarafsız bir şekilde durumu değerlendirin. Muhakkak haklı iseniz çocuğunuzu yanınıza yahut kucağınıza alın ve durumu anlatın. Nerede hata yaptığını ona anlatın. Sonrasında onu çok sevdiğinizi ancak bu yaptığı hata ile sizi üzdüğünü belirtin. Ardından ona sarılın. Ama sıkı sıkıya. Birbirinizi öpün, koklayın. Özellikle ufak çocuklarınızın boyunlarını öpün, koklayın. Zira o boynun inanılmaz güzel kokusu insanda merhamet hislerini kabartıyor, coşturuyor. Kendinizi eleştirmeyi bilin. Haksızsanız onun özür dilemesini beklemeyin. Siz gidip evet oğlum/kızım yanlış yaptım özür dilerim diyin ve bununla gurur duyun. Çünkü böyle yaparak inanılmaz bir ders vereceksiniz evladınıza. Evladınız özür dilemeyi öğrenecek ve aranızdaki sevgi artacak. Sorunlar çözülecek. Evladınız sorun çözmeyi öğrenecek.
5- LÜTFEN ŞU TELEVİZYONU ARADA SIRADA KAPATIN: Şu televizyon denilen aile saadeti katilini ara sıra cezalandırıp ailenizi ödüllendirip kapatın. Akşam eve geldiğinizde bir açılan ve gece yatıncaya kadar kapanmayan, izlenmese bile çalışan şu çocuk psikoloji katilinin kapanma tuşu olduğunu unutmayın. Lütfen şu zıkkımı ara sıra kapatın ve ailenizi etrafınıza toplayın, sohbet edin, onlara bir şeyler okuyun yahut herkesin kendi kitabını okuduğu mükemmel bir kitap okuma saati yapın. Hiçbir şey yapmıyorsanız çocuklarınızda boğuşun, güreşin. Çocuğunuz sizden bunu istiyor. Bazen elektirikler gittiğinde odanın ortasına bir mum yakılıyor ve yapacak bir şey olmadığı için sohbete başlanıyor. Ama ne kadar zevkli, lezzetli oluyor değil mi? Sonrasında bunu sürekli yapmak istiyorken elektrikler geliyor ve ortamın huzuru bozuluyor ve hemen televizyon açılıyor. TELEVİZYON DENEN ŞU  KARA KUTU AİLENİZDEN DAHA DEĞERLİ DEĞİL. AİLENİZE SAHİP ÇIKIN.
6- ONLARA GÜZEL ÖRNEKLER OLUN. Çocuklar duyduklarını değil gördüklerini yaparlar. Onların yanında dikkatli davranın. Küfür etmeyin, yalan konuşmayın, başkasını çekiştirmeyin. Unutmayın ki onlar sizi sürekli izliyorlar. Konuştuklarınızdan daha çok yaptıklarınızı örnek alıyorlar. Her an videoya alındığınızı unutmayın. Çocuklar sözlerinizi değil ayak izlerinizi takip eder.
    Söylenecek daha söz var. İnsan yetiştirmek zor bir iş. Ancak meyvesi çok tatlı. O meyveyi acılaştırmak da tatlandırmak da elimizde. Bu da ancak ve ancak eğitimden geçiyor. Dünyaya iyi bir insan, vatana iyi bir yurttaş, kendimize hayırlı bir evlat yetiştirmek istiyorsak gün bugün. Yarın değil bugün. Şimdi. Selam ve dua ile.


Yazarın Diğer Yazıları