ABD, Dolar Ve Yeni Dünya Düzeni

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından "Yenidünya düzeni” yeniden şekillendirilirken Siyonistler tarafından sistemin merkezine ABD yerleştirildi. İşte bu sebepten ABD başkanlarının çoğu ya Mason yahut Yahudi'dir. Dolar da Masonik simgelerle doludur.

Ancak ABD'nin dünyanın yeni bekçi köpeği olabilmesi için ona ekonomik güç gerekmekteydi ve bunu da dolar ile temin ettiler. Bilindiği üzere dünyadaki bütün devletler ülke içerisindeki malları kadar para basabilirken Amerika bunun istisnasıdır. Zira dünya ticaretinin merkezinde dolar vardır ve bütün devletler alışverişlerini dolar ile yapmaktadır. İşte bu sebepten dolayı Amerika bütün dünyaya yetecek kadar dolar basmaktadır/basmalıdır.

Kurulan "organize iş”in muazzamlığını bir an hep birlikte düşünelim. Para dediğimiz şey sonuç itibariyle kâğıt parçasından ibarettir. Ona değeri biz veriyoruz. ABD, matbaasında 10 dakikada bastığı yeşil kâğıtlarla gelip ülkemizdeki çiftçilerin bir yıllık mahsulünü alabilmektedir. Yahut 15 dakikada bastıkları ile bizim milli servetlerimiz olan fabrikalarımızı… Sonrasında iş bununla bitmiyor. Dünya üzerinde dolar çok olmamalıdır ki değeri düşmesin, ayrıca yeniden kullanılabilsin. ABD bu dolarları "Sizde boşu boşuna durmasın. Bize geri verin biz size faiz verelim.” diyerek geri topluyor ve o devleti yönetenlerin ellerine bir sarı kâğıt (tahvil) veriyor. Sonrasında da bu tahvili gösterir bir beyaz kâğıt veriyor devletlere. Rahmetli eski başbakan Necmettin Erbakan buna "üç kâğıtçılık” derdi. İşin daha garip tarafı Amerikan Merkez Bankası Amerikan devletinin değildir. Rothschild ailesinindir. Rothschild ailesi artık ticaret yapma gereği duymamaktadır. Zira ticaret; üretimin yapılması, ürünün sevk edilmesi, sürekli yeni ürün üretilmesi, ürünün arkasında durulması gibi yorucu işlerle doludur. Aile artık tamamen para spekülasyonu üzerinden para kazanmaktadır ve servetlerinin toplamını hiç kimse bilememektedir.

Amerika'nın en büyük silahı atom bombası değil dolardır. Bir ülkeyi işgal etmek ve orada yeni bir düzen kurmak pahalı, uzun soluklu ve yenilme tehlikesi barındırdığı için risklidir. Şayet ekonomiyi bozarsanız sizin yapmak istediğinizi halk yapar ve baştaki kişileri ya seçim yoluyla yahut darbe ile indirir. Onun için Amerika, bir ülkede darbe yapmak istediğinde öncelikle dolar kuru ile oynar ve ekonomiyi allak bullak eder. Sonrasında da uygulanan ambargo ile devlet ve millet nefes alamayacak duruma getirilir. İşin arkasındaki gücü bilmeyen halk ise sokaklara dökülür ve sonuç olarak Amerika'nın isteği olur. İran'da yaptığı ve Türkiye'de de yapmaya çalıştığı tam olarak işte budur. Dolar, Amerika'nın terbiye sopasıdır. Ya Amerika'ya karşı çıkmayan yahut ekonomisi çok güçlü olan bir devlet olmak lazımdır. Unutmamak lazımdır ki dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine, ABD ile boy ölçüşebilecek asker ve nüfus gücüne sahip Rusya dahi ABD'nin ambargosuna dayanamadı ve "Amerika'nın gücünü kabul ediyoruz. Görüşmelere hazırız.” mesajı yayınladı. İran'da ABD'nin isteği olmadı yani rejim devrilmedi ancak İran yönetimi Amerika ile anlaşmak için çaba sarf etmektedir. Irak'ta Amerika'nın çok iyi anlaştığı Saddam Hüseyin'in düşürülme sebebi petrol satışının artık dolarla değil Euro ile yapılmasına karar vermesiydi. Türkiye'de Necmettin Erbakan'ın 28 Şubat 1997'de devrilmesinin arkasında da yine doları saf dışı bırakacak olan "İslam Ortak Dinarı” projesi yatmaktadır. 100 yıl önce kurdukları ve 100 yıldır korudukları düzeni kimseye tabi ki bir gecede yıktırmazlardı.

O halde sonuç olarak Amerika, mahallenin kabadayısıdır. Onunla dalaşacak isek güce, desteğe, silaha sahip olmak lazım gelir. İşte o güç "BRIKS” gibi, "İslam Ortak Pazarı” gibi, "Türk Birliği” gibi dolar haricindeki paralarla ticaret yapabileceğimiz yapılardır. Batı bloğunda yer almayı ve sömürülmeyi muasır medeniyetler seviyesi sanmayı artık kesmeliyiz. Unutmamak lazımdır ki ışık doğudan yükselir. Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları