Hükümetin önünde duran en büyük sorun, işsizlik. Genel işsizlik oranı %14-15'lerde seyrederken, gençlikte işsizlik bundan on puan daha fazla. Yani gençliğin en büyük derdi, iş bulup çalışmak, arkasından evlenip yuva kurmak. Hükümetimiz işsizliğe çözüm için son aylarda kesenin ağzını açtı, her türlü kredi ve hibe desteği veriyor, özellikle köye dönüp tarım ve hayvancılık yapmak isteyen gençler için büyük hibe destekler söz konusu. Gel gör ki bizim gençlerimiz öncelikli olarak garantili diye devlet kapısını tercih ediyor, maaşlı işlere yöneliyor, kendi işini kurup çalışmayı riskli ve zahmetli görüyor. Biz de, "zahmetsiz rahmet olmaz, rızkın onda dokuzu ticaret, ticaretin onda dokuzu da cesarettir” diyoruz. Peygamber Efendimiz de, "rızkınızı toprağın derinliğinde arayın” buyurarak tarımı ve madenciliği teşvik ediyor.
Bugün devletler ve şehirler yatırım çekmek için birbirleriyle yarışıyor. Çünkü devletlerin ve şehirlerin geleceği sanayi de, sanayi yatırımlarında. Bir bölgede sanayi olursa iş olur, üretim olur, para olur, göç alır. Belediyeler de, tıpkı devletler gibi sermaye ve yatırım çekmek için fırsatlar sunuyor, sanayi bölgeleri oluşturuyor, bu bölgelerin ruhsatlarını alıyor, tanıtımını yapıyor. Bir kısım belediye başkanları yol, su temizlik ve park gibi rutin hizmetler dışına çıkmazken, bir kısım vizyoner başkanlar da, il veya ilçesinin tanıtımı için, bölgesine yatırım çekmek için organize sanayi bölgeleri oluşturuyor, hükümet nezdinde girişimler yapıyor, iş adamlarına cazip imkanlar sunarak davette bulunuyor.
Son yıllarda şehirlerin etrafındaki organize sanayi sahaları yetmez olunca yeni sahalar açılıyor. Bu konuda bütün belediye başkanları, adeta yarış halinde dıştan sermaye ve yatırım çekmek için elinden geleni yapıyor. Çünkü Belediye başkanları özellikle iş talebinden dolayı bunalıyor, işsiz gençlerin problemine çözüm arıyor. İstanbul, Bursa, genel olarak Marmara bölgesinde yoğunlaşan yatırımların bir kısmının da kendi şehrine gelmesi için çalışmak, belediyeye yeni gelir kaynakları oluşturmak ve iş sahaları açmak belediye başkanlarının vizyonlarını ortaya koyar.
Konya'da bulunan dört organize sanayi bölgesi dolmuş durumda. Yeni organize sanayi bölgelerine ihtiyaç var. Ruhsatı alınan sekiz buçuk milyon metre kare Çumra OSB, Konya'mızın bu ihtiyacına cevap verebilir.
Son yıllarda Çumra Belediye Başkanlarımız dıştan yatırım çekmek için büyük gayret gösteriyor. Önceki belediye başkanımız Dr. Mehmet Oğuz, Çumra Organize Sanayi Bölgesinin beş yüz bin metre kare olan ilk etabını açtı, altyapısını yaptı ve parsel sahiplerinin bir kısmı da faaliyetine başladı. İlave olarak ruhsatı alınan sekiz milyon metrekare alanın son imzalarını atmak da yeni başkanımız Halit Oflaz'a nasip oldu. Öğrendiğimize göre, ilave alanın imar çalışmaları yapılıp kısa zamanda altyapısı hazırlanacak ve yatırımcılarımıza açılacak. Bu genişliğiyle (sekiz buçuk milyon m) ÇOSB, Konya'nın en büyük sanayi bölgesi olacak.
Evet, Belediye Başkanlarının görevlerinden biri de, kendi il veya ilçesini öne çıkarmak, iç ve dış yatırımlardan pay almak için tanıtımını yapmaktır. Bu konuda bazı şehirler ve başkanları daha şanslı. Demir yolları bağlantısı olan, kara yolları güzergahında olan, denizlere ve limanlara ulaşımı kolay olan ve çevresinde müsait kamu alanları bulunan il ve ilçeler daha şanslı, yatırım için daha cazip ve rantabl. Konya'mızın 45 km güneydoğusunda olan Çumra ilçemiz de bu şanslı ilçelerden biri. İçerisinden hızlandırılmış tren yolu geçiyor ve Akdeniz'e bağlanıyor, çevresinde tarıma elverişli olmayan büyük kamu arazileri var ki bir kısmı OSB olarak tescil edilmiş durumda, tarımsal potansiyeli de olduğundan tarıma dayalı sanayi için ham madde kaynağı yönünden zengin. Belediye Başkanımıza düşen; vizyoner düşünüp ruhsat işlemleri tamamlanan ÇOSB'nin altyapısını bir an önce yapıp tanıtıma başlamak, yatırımcıların kapısını çalmak, Çumra'nın avantajlarını anlatmak ve büyük yatırımcıların dikkatlerini çekmektir. Başkanımızda bu vizyonu ve heyecanı görüyorum. Çumra OSB için gayretinden dolayı Çumra Belediye Başkanımız Sayın Halit Oflaz'a teşekkür ediyorum.
