GAZZE YANARKEN YÜREK YANMAZ MI?


İslam aleminin kalbine 1948 yılında bir bıçak saplandı, tam 75 yıldır bu bıçağın açtığı yara kanamaya devam ediyor. Son iki haftadır yara daha da büyüdü, oluk oluk kan akıyor. Bu yaraya neşter vuracak, bu yaranın içindeki iltihabı temizleyip dikecek bir doktor henüz çıkmadı. Doktorluğa namzet bir tek güç Türkiye'miz var, tek ümit ülkemizin başındaki Sayın Erdoğan. Evet, her gün yüzlerce insan şehadet şerbetini içiyor, adeta bir soykırım yaşanıyor. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta ve bütün sivil ve masum halk, uçakların yıktığı enkazlar altında can verirken, cesetlerine dahi ulaşılamazken, aç –susuz, ilaçsız bırakılırken, tam bir abluka altında teslime zorlanırken, o koca koca petrol ülkelerinden çıt çıkmıyor. 57 İslam devletinin yöneticilerinden bir gür seda yükselmiyor. İsrail'le bütün
ilişkilerimizi kestik diyemiyorlar. Sadece Türkiye'miz diplomatik
ataklar yaparak mazlumların sesi olmaya çalışıyor. İki buçuk milyon Gazzeli yok olmakla kaşı karşıya. 360 kilometre karelik Gazze şeridi bir enkaz yığını oldu. Bu insanlar ve insanların seçip yönetime koyduğu bir avuç cesur yürekli mücahit (Hamas ve Kassam tugayları), yetmiş beş yıldır Mescid-i Aksa'mızın öksüz ve yetim kalmaması için canlarını ve mallarını feda ediyorlar. Onlara minnet borçluyuz.
O Mescid-i Aksa'da ki mübarek toprağında yirmi dört bin
peygamberin ayak ve secde izi var. Son Peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (sav) o yüz yirmi dört bin peygambere o toprakta namaz kıldırmış, imamlık yapmıştır. Yedi kat göklerin kapısı o Mescid'den açılmış ve miraç yolculuğu o Mescid'den başlamıştır. Mescid-i Aksa ki, Mescid-i Haram'dan sonra dünyada ikinci kadim mesciddir ve ilk kıblemizdir. O Msecid-i Aksa ki bize Hazreti Ömer'in emanetidir ve vasiyetidir. Dünya hakimiyetinin ve hilafetin yolu Mescid-i Aksa'dan geçer. Hazreti Süleyman'dan beri dünya liderlerinin yolu hep Mescid-i Aksa'dan geçmiştir. O Mescid-i Aksa ağlarken dünya Müslümanlarının yüzünün gülmesi mümkün değildir.
1948 yılında İslam aleminin bağrına bir kanserli ur gibi
yerleşen İsrail zalimi, metastas yapıp tüm bünyeyi istila etmiş, Filistinlilerin topraklarını metre metre ellerinden almış, yirmi milyonluk Filistinli mülteci duruma düşmüştür. "Filistinliler topraklarını sattı” iftirası ve algısı bir kısım müslümanların dilindedir. Bu külliyen iftiradır. Evet, Filistinlilerin koyunlarına İsrail denilen kurt dadanmış, 75 yıldır aşırmaya devam ediyor. Bugünlerde son koyunu alırken, son darbeyi vururken, o zalim kolu tutacak bir el arıyoruz, o el bulunmazsa Rabbimizden bir mucize bekliyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla İsrail'in elinde beş yüz kadar
nükleer başlık var. O nükleer başlıkların saklandığı depo patlar veya patlatılır da kendilerini yakarsa diye bir mucize bekliyorum. Peygamberimizin müjdesine göre, İsraillilerin bahçelerine çok diktiği Gargad ağaçları dile gelecek, "arkamda bir Yahudi gizlendi, gelin öldürün” diyecek. O günler çok yakın. Yine Efendimiz (SAV) "Mescid-i Aksa'nın kandillerine yağ gönderin” buyurur. Evet, o toprakların insanları bizden maddi ve manevi yardım bekliyor. Bugün ilaçları, suları, elektrikleri yok, yani Mescid-i Aksa'nın kandillerinin yağı yok. En azından İsrailli zalimlere karşı Gazzelin tarafında olduğumuzu haykıralım, imanın en zayıf noktası olan kötülere buğz etmeye, mazlumlar için dua etmeye devam edelim. Gazzeli çocuk ağlarken gözlerimiz yaşarmıyorsa imanımızı kontrol edelim. Aksi halde huzur-u mahşerde onların elleri yakamızda olacak. Büyük İsrail projesine göre sıra bize gelecek. ABD, pkk ve pyd'yi büyük İsrail için besliyor. Suriye'yi, Irak'ı ve Türkiye'yi bölüp önce bir Kürt devleti kurmak ve bu devleti İsrail'le partner yapmak, Orta Doğuyu bunların eliyle yönetmek ve sömürmek istiyor. Bu planları akamate uğratmak için Sayın Erdoğan'ın arkasında daha güçlü durmalı ve iç birliğimizi tahkim etmeliyiz.


Yazarın Diğer Yazıları