RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Cuma gününden bu yana amatörce yazılmış bir tiyatro izliyoruz. 40 yaşın üzerindekilerin hatırlayabileceği o eski ‘Türkiye Siyaset Oyunları' sahnelerine benzer oyunlar oynanıyor. Aslında Türkiye siyaseti adına utanç verici oyunlar bunlar… Biz unutmuştuk, gençler ise zaten yaşamadığı için bilmiyordu bu tür oyunları. Gençler batı kaynaklı ‘ortak akıl', ‘özgür irade', ‘demokratik yönetim' masalları ile uyutulmaya çalışılıyordu. Yazık onlar da inanıyorlardı. Çünkü kulağa hoş, mantığa uygun görünüyordu. Ancak her mantığa uygun görünenin akla uygun olup olmadığını, pratikte bir karşılık bulup bulamayacağını bilmiyorlardı. Ama artık şimdi biliyorlar. Gençlere güveniyoruz. Yeni gençlik leb demeden leblebiyi anlar kabiliyette yetişiyor. Meseleyi anlamaları için ucunun azıcık kanatılması yetiyor.
Bilmesek, yaşamasak, görmesek bizi de inandıracaklardı bu masallara… Özellikle de ‘ortak akıl' masalı kulağa hoş geliyordu. Hani diyorlardı ya; ‘Türkiye'nin kaderi bir kişinin iki dudağı arasında olmamalı, ülke ortak akılla yönetilmeli. ‘ diye… Gençler ve bazı kesimler Cuma gününden buyana ülkenin 12 dudak arasında nasıl yönetilebileceğini sorguluyor. Özgürce, iradelerince, etki altında kalmadan… Çünkü her şey göz önünde aleni ve şeffaf bir şekilde gerçekleşiyor. Yaşayıp görüyorlar. Üstelik bu sefer hiç kimse ‘bu oyunları iktidar tertip etti' de diyemiyor. Herkes tiyatroyu kimin yazdığını, kimin oynadığını çok iyi biliyor.
Ülke 12 dudak arasında yönetilirse ne olacak? Olacağı belli. Şekil A'da görüldüğü gibi. Biri Kılıçdaroğlu başkan olsun diyor, diğeri İmamoğlu… Biri falanlar cumhurbaşkanı yardımcısı olmalı diyor, diğerleri filanlar olsun diyor.
Ya hu…! Daha kimin cumhurbaşkanı olması konusunda bu kadar gürültü çıkıyorsa, yarın ülkeyi yönetmeye başladıklarında ne olacak. Düşünmek bile istemiyorum.
Cuma günkü çıkıştan sonra İyi Parti lideri Meral Akşener zoraki bir nikâha mecbur bırakıldı. Kim zorladı, zorlarken ne tür argümanlar kullandı, hangi güçler devreye girdi? Tüm bunlar önümüzdeki günlerde çok konuşulacak mevzular.
Benim anladığım…. Meral Akşener zorlu satranç maçında iki hamle sonrasını hesaba katmadan CHP'ye operasyon yapmaya çalıştı. CHP'nin Kılıçdaroğlu tarafından yönetildiğini sanarak… Eğer Akşener İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı yapabilseydi CHP'nin perde arkasındaki başkanı olacaktı. El altında CHP'yi, aleni olarak da kendi partisini yönetecekti.
Başaramadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da odu.
Diklendi ama dik duramadı. Geri adım attı. Hem de ne geri adım… Bari masaya ikinci dönüşünde söylemiş olduğu ‘İmamoğlu ve Yavaş'ın icracı cumhurbaşkanı yardımcısı olması' teklifini kabul ettirebilseydi. Onu da başaramadı. Masaya dönüş şartı bile Kılıçdaroğlu'nun keyfiyetine bırakıldı.
Bu durunda Akşener kendi partisini nasıl ayakta tutacak. Parti üst düzey yöneticilerine, il teşkilatlarına, kendisine oy veren vatandaşlara nasıl göğsünü gere gere ‘Ben sizin başkanınızım' diyebilecek. Diyemez. ‘Ha burası Türkiye, der' diyebilirsiniz. Belki der ama taban yer mi? Sanmam.
Akşener CHP'yi yönetmeye, CHP'ye operasyon çekmeye çalışırken kendi partisinden oldu. Ben İyi Partililerin bu mağlubiyetleri, bu kayıtsız şartsız teslimiyeti sindirebileceğini tahmin etmiyorum. Tıpkı depremde olduğu gibi dün akşam saatlerinden başlamak üzere İyi Parti tabanında müthiş bir enerji birikmesi oluşmuş durumda. Bu oluşum büyüyerek devam edecek ve hiç tahmin edilemeyecek bir noktada boşalacak. İyi Parti'deki kırılmalar partinin sonunu dahi getirebilir. Bu kırılmaların partiyi bitirmemesi için Akşener'in istifası dahi gündeme gelebilir. Dünden buyana artık Akşener dört ayağından üçü kırık, diğeri ise hasarlı bir koltukta oturuyor.
Kırılma noktalarına bir bakalım.
Cihan Paçacı ne yapacak? Yeniden istifa mı edecek? Onun gibi düşünenler onunla birlikte gidecekler mi?
Taban, Cuma günkü manevradan sonra parti adına ne kazanılıp ne kaybedildiğini sorgulamayacak mı?
CHP veya Altılı Masa'nın kurmayları HDP'nin kapısını çalmaya hazırlanıyorlar. Bu duruma İyi Parti'nin ülkücü kanadı ne diyecek?
İlan edilen 12 maddeden hangi birisi İyi Parti lehine?
Millet İttifakının iki büyük partisinden biri olan İyi Parti ne hallere sokuldu?
Daha doğrusu ortada İyi Parti diye bir parti var mı?
….
Depremin büyüklük ve şiddetini hesaplayamıyorum. Deprem uzmanlarına duyurulur. Belli ki bir zoraki nikâh söz konusu. Bakalım ne kadar devam edecek, neyle sonuçlanacak.
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim