Öfkemiz Dinmesin…!

Derin devletin içeride köşeye sıkıştırdığı Trump sallanan koltuğunu kurtarabilmek hesabıyla İsrail Lobi'sine boyun eğdi. Kendi koltuğu uğruna Amerika'yı da, Dünya'yı da ateşe attı. En doğru teşhisi HAMAS yaptı. "Amerika cehennemin kapılarını açtı”

Cehennem ateşi Amerika'yı da, Trump'ı da yakacak. O kapıyı açanlar, ateşten mutlaka nasiplerini alacaklar.

Kudüs, Peygamber Efendimizin vefatından birkaç yıl sonra fethedilen kadim bir İslam beldesidir. Bunun da ötesinde ilk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Peygamber Efendimizin Mirac gecesi üzerine çıkarak Rabbine yükseldiği Muallak Taşı'nın ve o taşın üzerine inşa edilen Kubbet-üs Sahra mescidinin de bulunduğu kutsalımızdır. İnancımızdaki üç en değerli mekânımızdan biridir.

Kudüs manevi ağırlığı ile tüm Müslümanların ortak değeridir. Milliliğini ise Selahaddin-i Eyyübi ve Yavuz Sultan Selim'den alır. 1517'de Osmanlı topraklarına katılan Kudüs, İngilizlerin işgal tarihi olan 1917'ye kadar tam 400 yıl Osmanlı toprağı olarak kalmıştır. İsrail'in Filistin'i hain planlarla ele geçirmesinden sonra vatansız bıraktığı Filistinliler dedelerine ait Osmanlı kimliklerinden hareketle hala "biz Osmanlı tebasıyız” demektedirler. Birkaç yıl önceki Kudüs ziyaretimde "eski şehir” olarak adlandırılan taş yapılı çarşıyı gezerken yaşlı bir Filistinliden bu sözleri bizatihi kulaklarımla duydum.

Kudüs, Yahudilerin ve Yahudi aşığı Evangelist'lerin başına getirmedik bela bırakmadıkları Sultan 2. Abdülhamit Han'ın canı ve saltanatı pahasına koruduğu kutsal emanettir. Aksa ve Sahra'nın yanında, Selahaddin'den Yavuz'a, Kanuni'den Abdülhamit'e tüm ecdadımızdan hatıralar barındıran Kudüs, tüm Müslümanların kutsalı, biz Türklerin ise hem kutsalı hem namusudur.

Bir mahalle kabadayısına dahi yakışmayan tavırlarıyla Kudüs'ü Amerika'nın başkenti ilan eden Trump'un ne gücü ne de vizyonu bu kadim kentin statüsünü değiştirmeye yeter. 46 bin kişilik küçük ama şehadete odaklanmış ordusuyla 240 bin kişilik tam teşekkülü ve nizami dev Bizans ordusunu birkaç saat içerisinde yerle yekzan eden Halid Bin Velid'ten bugüne nice hengâme ve kaoslardan geçen Kudüs, bu zor günleri de geride bırakacaktır. Trump ve arkasındaki alçak Yahudi Lobisi, sayısız Haçlı Seferlerini bağrında eritmiş bu şanlı ümmetin, Kudüs'ü canından aziz bildiğini yakında anlayacaktır.

Allah'ın yardımı inanan ve inancını yaşayan kullarının üzerine olacaktır. Trump geriye dönüşü olmayan büyük bir felaketin tellallığına soyunmuştur. Hiçbir zafer kolay kazanılmamıştır. En büyük zaferler de müminlerin son bir haykırışla "Allah'ın zaferi ne zaman?” dediklerinde gelmiştir. O anlarda nice inançlı küçük ordular nice büyük orduları mağlup etmiştir. İnanın…! Zafer yakındır.

Mücadele "öfke günleri”nin ilanı ile başlamıştır. Bu kararı alanlar ve arkasındakilerin bundan sonraki en büyük gayreti bu öfkeyi dindirmek ile ilgili olacaktır. Boşuna uğraşmasınlar, öfkemiz dinmeyecektir. Amerika da, İsrail de ve onların yanında ve arkasındakiler de bu öfkeden nasibini alacak, yanıp kavrulacaklardır. Yarın "öfke cumasıdır”. Kudüs ve tüm Filistin'deki Müslümanların yanında olduğumuzu gösterme günüdür. STK'ların çok acil organize olması gerekmektedir. Bilinmelidir ki, Kudüs mücadelesinde yeni bir dönem başlatılmıştır ve biz Müslümanlara gücümüzün yettiği kadarı ile destek olma görev ve sorumluluğu düşmektedir.


Yazarın Diğer Yazıları