PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Bir ülkede dördüncü çıkan parti bayram, birinci çıkan parti yas ilan ediyorsa, o ülkenin seçim sisteminde bir sorun var demektir.
Herkes ihtilal anayasasının Türkiye’nin ayağına vurulmuş bir pranga olduğunu söylüyor. 30 yıldan bu tarafa iktidarda olsun, muhalefette olsun tüm partiler, bu anayasanın değişmesi gerektiğini haykırıyor. Ama nedense, sıra değiştirmeye gelince kimse adım atmıyor.
Bu anayasanın değişmemesini isteyen bir güç var. O gücün Türkiye’ye biçtiği rol “kontrol edilebilir istikrarsızlık”. Bu seçimde yedi düvelin Ak Parti’yi alt etmek istemesinin altında yatan gerçek de bu. Çünkü Ak Parti 12 yıldan bu yana, o gücün karşısında oldu. Ülkeye istikrarsızlık değil, istikrar getirdi. İstikrarlı bir Türkiye üst aklın kontrolünde olmayacağı için, böyle bir Türkiye’yi elbette istemezler.
Seçim sistemi Türkiye’yi öyle bir çıkmaza sürükledi ki, çöz çözebilirsen. Tam da üst aklın istediği gibi. Türkiye kendi sorunları içerisinde boğuşsun, bize gün doğsun. 1990’lı yıllarda böyle değil miydi? Koalisyon hükümetlerinin 11 yıllık serüveninin sonunda 70 cente muhtaç bir ülke oluşmuştu.
Türkiye’de herkes bu anayasanın değişmesi gerektiğini savunuyor. Bugünden sonra da başkanlık sisteminin tek çözüm olacağını görecek. Her şeyin yerli yerinde olduğu, sıkıntısız bir dönemde göremediğimiz bir hakikati bu seçim sonuçları bize öğretecek.
Başkanlığı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi bir meselesi görenler şapkalarını önüne koyup düşünecekler. Koalisyona “ortak akıl” diyenler, koalisyonun ne olduğunu yaşayarak anlayacaklar.
Bence mesele HDP’nin barajı aşması meselesi değil. Ak Parti’nin 9 puanı nasıl kaybettiği meselesidir. Bu konuda derinlemesine araştırmalar yapılmazsa kan kaybı devam edecek, sadece Ak Parti’nin değil ülkenin de yarası derinleşecektir.
Çıkan sonuca saygı duyulması, demokrasinin olmazsa olmaz kaidesidir. Türkiye düşe kalka bu sıkıntılı durumdan da elbette kurtulacaktır. Seçmenin genel anlamda bazı küçük hata veya yanlış anlaşılmalar nedeniyle Ak Parti’yi cezalandırma isteminde elinin ayarını kaçırdığı kesindir. Geriye dönüp, “keşke” demenin de artık hiç kimseye bir faydası yoktur.
Koalisyon hükümeti seçeneklerinde başarıya ulaşılsın –ulaşılmasın bir erken seçim ihtimali çok yüksektir. Hangi formül olursa olsun, oluşan hükümetin dört yıl boyunca ülkeyi yönetme ihtimali çok zayıftır. Bunun için de Ak Parti cenahının kendi içerisinde ciddi bir restorasyona ihtiyacı vardır.
Başta İsrail olmak üzere tüm batı medyasına bakıldığında ana hedefin Erdoğan olduğu görülmektedir. Bundan dolayı da, “Erdoğan”a her hal ve şartta sahip çıkılması Ak Partililer için bir zorunluluktur. Bir de parti için muhalefetin önü mutlak surette kesilmelidir. Herkesin birilerini veya birbirlerini suçladığı bir ortam Türkiye düşmanlarının görmek istediği yegane tablodur. Seçim sonuçlarını en doğru yorumlamak için, seçim sonuçlarına en çok sevinenlere bakmak yeterlidir. İsrail medyasının “Erdoğan yıkıldı, artık daha güçlüyüz” başlığı sanırım her şeyi açıklamaktadır.
Konya için tehlike çanları çalıyor
Bir imtihandı Gazze ama kimse geçemedi
Erdoğan aday İmamoğlu aday ama biri daha var
Çalışan ve çalıştıran gazeteciler
Konya’da etliekmek savaşları-2
Konya’da etliekmek savaşları
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda