RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Cumhuriyetçilerden, eski başkan adayı ve eski Teksas Senatörü, Ron Paul, "ABD'nin umursanmadan büyüyen borçlarıyla askeri harcamaları, eninde sonunda sistemin çökmesine ve Sovyetler Birliği'nin son günlerindeki gibi yanıp kül olmasına yol açacaktır" diyor.
1989'da dağılan çift kutuplu dünyanın süper gücü Sovyetler Birliği'nden sonra ayağına gelen fırsatı iyi değerlendiremeyen Amerika Birleşik Devletleri çökme sinyalleri veriyor. Amerika'nın zorlu bir süreçten geçtiğini sadece Ron Paul söylemiyor. Dünya gerçeklerini bilen aklı başında birçok siyaset bilimci de söylüyor.
Aslında bu gerçeği yüksek sesle dillendiren şimdiki başkan Trump oldu. Trump seçim kampanyalarında tehlikeyi işaret ederek oy istedi. Yemin törenindeki şu cümlelerine dikkat edin: "Onlarca yıl boyunca yabancı ülke endüstrilerini Amerikan endüstrilerinin zararına zengin ettik. Amerikan ordusunun çok üzücü şekilde tükenmesine izin verirken diğer ülkelerin ordularını sübvanse ettik. Kendi sınırlarımızı korumayı reddederken, diğer ülkelerin sınırlarını koruduk. ABD'nin altyapısı harap duruma düşerken, deniz aşırı ülkelere trilyonlarca dolar harcadık. Bizim ülkemizin zenginliği, güveni ve gücü dağılırken, diğer ülkeleri zengin ettik."
Trump teşhisi doğru koydu ancak tedaviyi yanlış başlattı. "Her şey Amerika için, her şey Amerikalıların refahı ve mutluluğu için” politikalarıyla çıkılan yolda, çözüm terör örgütleriyle dünyayı dizayn etmede ve eşkıyalık ile kaynaklara el koymada bulundu. Bu politikalarla ümüğü ilk sıkılan yer ise Ortadoğu oldu.
Güç kullanarak ve korkutarak dünyaya diz çöktürme siyaseti, ancak ve ancak tükenmekte olan ve başkaca çaresi bulunmayan güçlerin uygulayabileceği bir siyasettir. Trump'un Amerikası tüm dünyanın gözünün içine baka baka, "ya bizim dediğimizi yapacaksınız, ya da siz bilirsiniz” demek istiyor. Suriye, Irak, Yemen ve bilumum çatışma alanlarının tamamı bu politikanın ürünü. Hani tam da Hazreti Mevlana'nın aslan, kurt, tilki hikâyesine benzeyen bir politika.
Arslan, kurt ve tilki arkadaş olmuş, avlanmaya çıkmışlar. Akşama doğru bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de tavşan yakalamışlar. Aslan kurda dönerek:
-Bunları, aramızda adaletle taksim et bakalım! diye emir vermiş.
Kurt:
-Padişahım,demiş. Yaban öküzü en büyük av olduğu için size layıktır. Keçi orta irilikte, o da benim olsun. Tavşan da tilkinin… Kurdun taksimini beğenmeyen Aslan; bir pençe ile kurdu yere yıkıp parçaladıktan sonra tilkiye dönmüş.
-Haydi, avlarımızı bir de sen taksim et bakayım! Demiş. Tilki korkusunu belli etmeden:
-Aman efendimiz, pay etmekte neymiş? Bu semiz öküz sizin kuşluk yemeğinizdir, keçiyi gün ortasında yer, akşama doğru da tavşanla kendinize ziyafet çekersiniz!
Tilkinin taksimi aslanın çok hoşuna gitmiş.
-İşte adaletli bir taksim böyle olur diye kükremiş. Sonra da, gülümseyerek, "bu adil pay etmeyi kimden öğrendin sen? Diye sormuş. Tilki başını çevirip yerde yatan kurdu göstermiş:
-Tabi ki kurdun halinden…
Amerika dünya ülkelerinden kurt değil, tilki olmayı istiyor.
Sovyetler Birliği dağılalı 28 yıl oldu. Amerika tek kutuplu dünya hâkimiyetini iyi değerlendiremedi. Adil olamadı. Müslüman ülkeler ve halklara uyguladığı çifte standart politikalar, yarım asır soyunca Sovyetler karşısında kendi safında yer alan Müslümanları üzdü. Çoğu, Amerika'dan uzaklaştı. . Dünyayı terörle dizayn etme hatasına düşerek, dünya tarihinde eşi görülmemiş vahşetlere imza attı.
Irak operasyonları ile başlayan yanlış dış politikalar Kudüs politikası ile zirveye ulaştı. Artık tüm kabadayılıklara ve tehditlere rağmen Birleşmiş Milletler'deki oylamalarda sözünü geçiremiyor. Dünya'da yeni yakınlaşmalar, yeni ittifaklar oluşmaya başladı. Stratejik ortağı Türkiye, Rusya ile başka ufuklara yelken açarken, yarım asırlık müttefiki Pakistan kendisine kafa tutmaya başladı. Darbe yaptırarak iş başına getirdiği Sisi ile dahi arası bozuldu. Kuzey Kore Amerika'yı adam yerine bile koymuyor. Afrika'da yeni stratejiler yeni ortaklıklar oluşuyor. Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan edip, Yahudi sermayesiyle çöken ekonomisini düzeltemeye çalışırken, Ortadoğu'daki tüm müttefiklerini kaybetti. Bakalım yularını elinde tuttuğu Suud ve BAE'e ile yoluna ne kadar devam edebilecek.
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim