RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Saat 14.00 suları şehre gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık olarak 12 saat Konya'da kaldı.
Miting, Mevlana türbesi ve valilik ziyareti, sivil toplum ve kanaat önderleri ile akşam yemeği, teşkilat toplantısı ve Şeb-i Arus.
Dolu dolu bir program. Gece yarısına doğru uğurlarken küçük bir yorgunluk emaresi yok.
Bazı programlarına şahsım da davetli olduğu için katıldım. Yakından takip ettim.
Aracından indiği andan itibaren etrafı etkili yetkili kişiler tarafından sarılıyor. Bunlar genelde kentin yöneticileri veya teşkilat görevlilerinden oluşan kişiler. Şehir topraklarına ayağını basar basmaz başlıyor mesai. Herkes konuşuyor, herkes bir şeyler söylüyor. O yılmadan, bıkmadan, kızmadan herkesi dinliyor. Ciddi bulduğu meseleleri yanındaki Cumhurbaşkanlığında görevli yetkililere hemen söylüyor ve çözülmesi talimatını veriyor.
Havaalanı ile şehir arasındaki mesafeyi kentin üst düzey yöneticileri ile ayrı araçta kat ediyor. Şehrin sorunlarını bir kez de araçta dinliyor.
Sonra geldiği her program yerinde yine benzer kalabalıklar tarafından karşılanıyor. Elini sıkmak için kıran kırana bir mücadele var her yerde. O ise mümkün olduğunca herkesin elini sıkmaya çalışıyor. Bu arada kendisi ile fotoğraf çekmek isteyenlerin isteklerini de geri çevirmiyor. Çocuklara, engellilere ve alelade giyimli vatandaşlara özel ilgi gösteriyor. Bu arada kendisine uzaktan seslenenlere de cevap veriyor. Kendisine sürpriz hazırlayıp pankart, afiş veya benzeri bir yazı ve mesajla daha uzaklardan ulaşmaya çalışanları da ihmal etmiyor. Bir şekilde onların da gönlünü yapıyor. Yanında getirdiği oyuncakları uygun yerlerde dağıtıyor, çocuklara ve engellilere büyük önem veriyor.
Dün medya ve sivil toplum kuruluşlarının davetli olduğu akşam yemeğinde yaklaşık olarak bir saat kaldı. Salona kapısından kendisine ayrılan masaya kadarki 20 metrelik mesafeyi ancak yarım saatte alabildi. Herkesle tokalaştı, kendisine birkaç cümlecik dahi olsa bir şeyler söylemek isteyenleri dinledi, fotoğraf çekmek isteyenlerin teklifini geri çevirmedi. Bu durum yemek esnasında ve yemek sonrasında da devam etti.
Bir saat boyunca yüzlerce kişi kendisine ulaşarak duygularını, düşüncelerini, isteklerini bildirdi. Yılmadan, yorulmadan dinledi. Kimi bir şeyler istedi, kimi bir teklifte bulundu, kimi fotoğraf çektirdi, kimi iyi niyet temennilerini ve dualarını iletti….
Kimi karşılık bekleyerek bir şeyler söyledi, kimi karşılıksız konuştu. Gördüm ki istekleri, düşünceleri, teklifleri ne olursa olsun programın sonunda herkes mutluydu. Herkes ona ulaşabilmenin, derdini aktarabilmenin huzuru içerisinde salondan ayrıldı. En azından onunla birlikte aynı mekânda olmanın hazzını yaşadı.
Bunları niye mi yazıyorum?
Belediye başkan adayları yakında belli oluyor. Tüm başkan adaylarına kendilerine örnek olarak Cumhurbaşkanını almalarını tavsiye ediyorum. O cumhurbaşkanı iken, kimseyi hor görmüyor, kimseyi ötelemiyor, kimseyi susturmuyor, kimsenin düşüncesini basite almıyor. Aksine herkesi bağrına basıyor, saygı ile dinliyor, elini sıkıyor, gönlünü hoş ediyor.
Onu örnek alırlarsa çok rahat edecekler.
Bilinmeli ki, fiziki belediyecilik bir yere kadar. Mesele gönüllere girebilmek. Hani ne diyor hemşehrimiz?
Yunus Emre der hoca,
Gerekse var bin hacca,
Hepisinden iyice,
Bir gönüle girmektir.
Cumhurbaşkanımızın gönüllere girmeyi başardığı herkesin malumu. Yerelde tüm başkanların da aynı şeyi başarması gerekir.
Mesele gönül meselesi…
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim