AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
İNCELİKLER
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
Kavgaların Asıl Sebebi Nedir?
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Bizim yetiştirdiğimiz çocuklar bizim hayatımızı, bizim yaşam tarzımızı beğenmiyor.
Arabamızın modeli düşükse arkadaşlarının yanında arabamızdan söz edemiyor.
Evimiz biraz eskiyse veya eşyalarımız… Evimize arkadaşını davet edemiyor.
Tatilde köye gitse bunu arkadaşlarına anlatamıyor.
Bizler de öyleydik geçmişte.
Kara lastik ayakkabıyla okula giderken pantolonun paçalarını uzatır ayakkabımızın görünmesini engellemeye çalışırdık.
Babamız köylü kıyafetiyle okula gelse ondan utanırdık.
Eminim babamız da çocukken böyle davranırdı.
Binlerce yıl önce yazılan kitaplara bakıyoruz, o kitaplarda da zamanın gençleri eleştiriliyor.
Büyüklerle çocuklar ve gençler arasındaki uçurumdan söz ediliyor.
M.Ö 335 yılında Aristoteles ne demiş:
"Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Görgüsüz bir şekilde yemek yiyorlar. Büyüklerine, ana-babalarına karşı saygısızlar, onların sözlerini dinlemiyor hatta onlara karşı geliyorlar ve öğretmenlerini de kızdırıyorlar.”
Bu sözleri şimdi de söylersek hiç kimse yadırgamaz.
Bu sözler; bu sözleri söyleyenler için de zamanında söylenen sözlerdi.
Bir de (M.Ö. 8 yy) Hesiodos'a ait sözlere bakalım:
"Günümüz gençlerinin ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler hem sabırsız hem duyarsız hem de saygısızlar”
Kıyamete kadar böyle sürüp gidecek, anlaşılan bu…
Bize düşen gençlerin bu durumunu kabullenmek. Başka şansımız yok.
Hem kabullenmek hem de çağın da getirdiği olumsuzlukları göz ardı etmeden doğru teşhisler koyabilmek.
İyi birer gözlemci olmak, gençleri anlamak, gençlerin maruz kaldığı uyarıcıların farkında olmak.
O yaşlardaki gençlerin etraftaki insanlardan etkilenmelerinin tam zirvede olduğunu idrak etmek durumundayız.
Onlara sürekli tavsiyelerde bulunarak onları dairenin içinde tutacağımızı zannediyorsak yanılıyoruz.
Tavsiyede bulunacaksak da dozunda olmalı.
En önemlisi kendi hayatımıza çekidüzen vermek, bizim asıl kaybettiğimiz nokta belki de burası.
Bizler istediğimiz gibi bir hayat yaşıyor, gençlerden de bizim istediğimiz gibi hayat yaşamalarını bekliyoruz.
Öyle bir dünya yok.
Gençler büyüklere ne diyor biliyor musunuz?
"Ne diyorsun ne yapıyorsun?”
Yani "Sen, bana dediklerini önce kendin yap ki ben de senin izinden gideyim.” diyor.
Gençler başka ne diyor?
Benim idolüm;
Yalancı olamaz, haksızlık yapamaz, adaletsiz olamaz, saygısızlık edemez, cimrilik yapamaz, hangi makamda olursa olsun, nerede çalışırsa çalışsın sevilen bir insan olur.”
Bir de bu açıdan bakalım gençlerin gidişatına…
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli