YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ

Katil İsrail rejimi, son bir yılda dünyanın gözü önünde Gazze'de bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden 60 bine yakın masum ve mazlum insanı katletti. Onca zülüm ve katliama rağmen Filistin halkı haklı davasından ve onurlu direnişinden asla taviz vermedi. Yüzyılın soykırımı olarak tarih sayfalarında yer alacak İsrail'in soykırım bilançosu yazmakla bitmez… Ama bizler durmaksızın zalimlerin yaptığı bu soykırımı anlatmalı ve yazmalıyız.   Anlatmalıyız ki nesilden nesille aktarılsın ve bu siyonistlerin kanlı yüzü herkesçe bilinsin.  Filistin ile  İsrail arasında 1947'den beri çatışmalar devam etmektedir.  78 yıl önce Avrupa'dan kaçan Yahudi göçmenler İngilizlerin türlü oyunları ile adeta Filistin işgal edildi neredeyse toprakların 3'te 2'si İsrail'e peşkeş çekildi. Bu tarihten sonra Filistinliler için artık ölüm, kan, gözyaşı ve soykırım kaçınılmaz bir hal aldı. Hatta mazlum Filistin halkının öz topraklarından sürülmesi planlanmış ve tarihin en acı felaketlerinden biri olan "Nekbe” hadisesini yaşarlar. Bu topraklarda ölüm ve zulüm aralıksız olarak hep devam etti. Takvim yaprakları 7 Ekim 2023'ü gösterdiğinde Hamas, İsrail'e çok yönlü bir saldırı düzenler ve İsrail yönetimi bu saldırıları "varlığına yönelik bir saldırı" olarak yorumladı. 7 Ekim'den bu yana İsrail, Gazze'de taş üstünde taş bırakmadığı gibi 60 bine yakın mazlum Filistinli öldürüldü. Gazze'nin dört bir yanı enkaza dönüştü. Birleşmiş Milletler'in (BM) yardım çalışmaları yapan kuruluşları, Gazze'de insani bir felaket yaşandığını defalarca kez dile getirdi: "2 milyondan fazla Filistinli, su, gıda, temizlik, barınma, sağlık, eğitim, elektrik ve yakıt gibi temel ihtiyaçlar olmadan hayatta kalmaya çalışıyor. Aileler defalarca kez yer değiştirmek zorunda bırakıldı."  Türkiye, 7 Ekim'den itibaren bu sürecin sulh yolu ile çözülmesi için bölgesel ve küresel diplomasiyi aktif olarak kullanmaya çalıştı. Lakin hem Batı ülkelerinin ve hem de Ortadoğu ülkelerinin belirsiz tutumları karşısında, Türkiye hep yalnız kalmıştır. Türkiye etkin bölgesel ve küresel diplomasi trafiği yanında, İsrail'in her türlü engeline rağmen insani tüm yardımı Gazze'ye ulaştıran ilk ülke olmuştur. İsrail'in Gazze'de orantısız güç kullanması ve planlı bir katliam girişimi açıkça görülünce, Türkiye İsrail'e karşı tutumu daha da sertleşti ve hemen büyükelçisini geri çekti. Aynı zamanda enerji, ticari, askeri gibi tüm alanlardaki faaliyetlerini durdurdu. Türkiye, Gazze krizinin başlangıcından itibaren garantörlük, arabuluculuk gibi birçok çözüm odaklı teklifler dışında, bu krizin bitmesi için iki devletli bir çözümün şart olduğunu dünyaya deklare etmiştir. Ve bunca caba ve uğraşların neticesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük katkısı ile birlikte Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuğu İsrail ve Hamas'ın Gazze savaşının başlamasından 15 ay sonra üzerinde anlaştığı ateşkes 19 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girdi.  Gazze'de ateşkes sağlanması dünyanın birçok ülkesinde memnuniyetle karşılanmıştır.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Filistin Direniş Hareketi Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Anlaşmanın, Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını, kalıcı barış ve istikrara kapı aralamasını temenni ediyoruz. İsrail'in hukuk ve insanlık dışı saldırıları karşısında topraklarını ve özgürlüklerini cesaretle savunan Gazze'nin kahraman halkını ve yiğit evlatlarını hürmetle selamlıyoruz. Türkiye olarak zulme ve zalime karşı mücadelelerinde Filistinli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. İnşallah bundan sonra da Gazze halkının yanında olacak, Gazze'nin yaralarını sarması ve yeniden ayağa kalkması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. Bu vesileyle Gazze'nin topraklarını mübarek kanlarıyla sulayan tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, ateşkes anlaşmasının hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum."


Yazarın Diğer Yazıları