AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Ağaçlar yaprakları yokken güzeldir…
Dallarına ayaz vurmasıdır onu güçlü gösteren…
Yaprakların döküldü Eylül…
Dayanamadı şiddetine yağmurun, rüzgârın…
Üşüştüler üzerine, boca ettiler tüm duyguları, talan ettiler seni…
Eylül! Sen git gide kayboluyorsun işte.
İçimde kaybolduğun gibi.
Şimdi düşüyorsun ellerimden, sahip çıkamadım sana.
Herkes mi bu kadar ister ki seni, herkesin mi hüzündür yüzü?
Hani kalpler yeşerecekti, hani bahara hasretti herkes, çiçeklerdi, böceklerdi derdi insanların…
Neden aldılar seni benden? Söyle neden?
Nasıl başardın onca insanın gözüne girmeyi? Sararıyordun sen, hazandı her tarafın, dönüp bakmıyorlardı sana ben yokken?
Kime el ettin, kime yar oldun şimdi?
Soğuğuna da ben, ayazına da ben, yağmuruna da ben aşinaydım…
Aldılar elimden, bir sabah uyandığımda, sana koşuyordu herkes…
Seni talan etmeye, eskitmeye yüzünü…
Olan oldu deyip kaçmam mı lazım senden? Yoksa ben de herkes gibi türküler mi söylemeliyim, serenatlar mı yapmalıyım sana?
Alsınlar… İstemiyorum artık, gülü çiğneyip geçmişlerdi ben bahara aşinayken, şimdi gazellerinin çıtırtıları geliyor, amansız, zamansız insanların ayakaltında, kadir kıymet bilmezlerin!
Bilmezler değerini, seni bilmezler, benim kadar bilmezler, kimse veremez sana benim verdiğim değeri, kimsenin gitmez zoruna bu kadar sana uzaktan bakmak benim gibi.
Şimdi derlen, toparlan da gir sinesine el ettiklerinin…
Nasıl da batar dikenleri sana, bana nasıl da batmıştı.
Nasıl yaralarlar seni, korunmak için ateş yakarlar soğuğundan, şemsiye ile dolaşırlar yağmurlarında ve sana koşuyorum diye yalan söylerler…
Sahte ellerin gözyaşı sildiği gibi kanatırlar yüzünü, acıtırlar seni!
Sen hangi şehrin üstüne yağmaya başladıysan, sokaklarda bir hengâme oluşur, dimdik yürüyen bulamazsın ben gibi.
Elleri cebinde kaç kişi arşınlar kaldırımlarını, yapraklarını sayarak ve basmadan üstüne?
Eylül!
Geldiğin gibi olmasa da git artık!
Ait olduğun kimseler değil onlar ama git artık!
Gitmelisin!
Bu kadar sevmesem, kal derdim!
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler