ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Maalesef genellikle ölümü düşünmeden yaşıyor insanoğlu…
Hoş, ölümü her an hatırlasa kötü düşüncelere kapılabilir mi hiç?
Ölüm bir gerçekken onu kabullenmemek insanoğlunun fıtratıdır. Çünkü dünyanın tatlı yüzü hep cezbeder onu…
O yüzdendir ki dünyanın o geçici güzelliklerinden uzak kalmak istemez…
Buda İnsandaki nefistendir şüphesiz...
Hani çılgın istekleriyle, bitmez tükenmez istekleriyle insanı hüsrana götüren nefis…
Aslında insan şeytana karşı savunma yapmadan önce nefsini terbiye etmelidir. Çünkü her şeyin müsebbibi şeytandan önce odur…
Nefsini terbiye eden bir insanın şeytana karşı savunması da güçlü olur…
Dünyaya tamah etmek ve bu dünyanın geçici değil de ebedi olduğunu hissettirerek ölüm gerçeğinden insanı uzaklaştırmak nefsin bir özelliğidir…
Nefsi terbiye edebilmenin yolu sürekli ölüm gerçeğini nefse hatırlatmak ve kabullendirmekten geçer…
Tabi bunu nefse kabullendirmek zordur ama imkânsız da değildir…
Mesela bir yakınını kaybeden ve onun kabre konulmasına kadar yapılan her şeye şahit olmuş bir insana çok ağır gelir ölüm…
Çünkü her ne kadar nefis bu konuda empati kurdurmasa da insana yine de yaşananlara şahit olmak ölüm gerçeğini mıh gibi çakar insanın zihnine…
Ama kimi insan vardır o an şahit olduğu şeyleri bütün yaşamına entegre eder. Kimi insanda vardır ki; nefsine uyar ve o an orada ne yaşadıysa orada bırakır gider dalar yine dünyanın o yalancı haline…
Tabi insanı yalancı gülüşüyle cezbeden dünyaya dalıp gitmek bencilliği, aç gözlülüğü, doyumsuzluğu, israfı, şaşaayı da beraberinde getirir…
Bunlarda nefsin arzu ettiği ama insanın ebedi olan ahiret hayatını hüsrana dönüşeceği şeylerdir…
Hal böyle olunca nefis şeytanın esiri olur, hizmetkârı olur. Bu durumda bırakın nefsi terbiye edip de şeytana karşı savunma hattı oluşturmayı şeytanın ve onunla bir olmuş nefsin oyuncağı haline gelir insanoğlu…
İşte bu yüzden önemlidir nefsin terbiye edilmesi…
İmanı sağlam olan insan için kolaydır nefsi terbiye etmek…
Çünkü ölümü kabullenmek ve buna göre yaşamak teslimiyettir. Teslimiyet ise sağlam bir imanın ilk göstergesidir.
Ne demiştik yazımızın başında önce nefsi terbiye yani işe temelden başlamak temel bir binanın en önemli noktasıdır değil mi?
İşte temel sağlam olacak ki; binada sağlam olsun…
Yani uzun lafın kısası sağlam bir imanı olursa insanın, nefis terbiyesi de sağlam olur, savunması da sağlam olur…
Ne Ara Böyle Olduk
Teknolojik Bir Mesele
Şiir
Ücretini Ödedik Mi?
Dünya Telaşı
Annelik
Nerede O Günler..?
Helal Olsun
Toplumun Temelidir Aile
Kendimize Gelmemiz Gerek