Ortadoğu’da Yeni Oyun: Silahla Olmadı, Parayla Dene
ALARM!!!!
Mikrofonla Ezan Okunurken Sağa/Sola Dönülür mü?
Alenen Rezalet!
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
Osmanlı’nın Diriliş Şehri:Bilecik
ALTI ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
TARİHİ BULUŞMADAN NOTLAR
KIZILDERELİ KATLİAMI
Ocak enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi faiz indirimlerini sekteye uğratabilir
Acı nedir bilir misiniz?
ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
Honda Civic Yenilendi
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
Eğitim de denetim de şart
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Şehrin ruhu, içinde yaşayan Müslümanların ruhudur. Şehirler kentleşmeye başlayınca, içindeki insan ruhundan ve medeniyetine olan mensubiyetinden fire vermeye başlıyor. Girdiğiniz bir İslâm şehrinde din, dil ve bütün değerlerimizin caddeden, sokağa, mağaza tabelalarından, park- bahçe tarzlarına ve meskenlerinin mimarilerine kadar kendi kimliğimizi haiz değilse o beldenin İslâm medeniyetine aidiyetinin olduğunu tam olarak kestiremeyiz.
Bir İslâm şehrinde câmilerin hemen ötesinde heykeller silsilesi yer alıyorsa, dev avm ve plazalar ulu câmileri, şehrin dinî ve tarihî dokusunu gölgede bırakıyorsa o beldenin İslâm medeniyetine mensup olduğunu gönlümüze inandıramayız. İslâm şehrinin meydanlarında heykel değil, Kur'ân harflerinden tezyinat ve âbideler olmalı.
Kıblegâhımız Mekke-i Mükerreme de dâhil olmak üzere, Şam, Halep, Bağdat, İstanbul, Bursa, Konya gibi bir zamanlar medeniyetimizin numunesi olan medenî beldelerde İslâm şehir kimliğinin devam ettiğini söylemek mümkün mü? Şehir tasavvurumuzu kaybettiğimiz bozgun dönemlerinden bu yana ucube birer sentez şehir suretinin doludizgin devam ettiğini görmek izzetimize dokunuyor.
Allah'a âsi duran ruhsuz gökdelenlerin, apartmanların, metroların istilâ ettiği ikametgâhımız kalbimizi yaslayacağımız, huzurumuzu bulacağımız şehir değil, kenttir. Ruhu olmayan kentten şehre zaman döneceğiz? Müslümanlar kente karşı direnmelidir.Şehri ulvî saadetlere ulaşmanın merkezi olarak gönle benzeten Hacı Bayrâm-ı Velî Hz.lerinin "Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm / Ben dahi bile yapıldım taş u toprak arasında” dediği mânada, sûretiyle gönülleri şâd eden mütekâmil kimliğe sahip şehirleri özlüyoruz. Şehrini arayanlara, yâni şehrini kaybettiğinin farkına varanlara ihtiyacımız var.
HUZUR KENDİ İÇİMİZDE
VATAN AŞKI
MİLLETİN KANALI
KUL HAKKI
GÜLÜNCE HAYAT GÜZEL
EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ !
Büyük Sermaye
YÂ BASÎR !
BİR NEBZE NASİHAT
KAPILMA DÜNYANIN CAZİBESİNE !