Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
İSTİKLAL MÜCADELEMİZ!
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Çözüm değil sonlandırma süreci
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
SURİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKELER
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
TÜİK tarafından açıklanan Ocak ayı enflasyon verileri irdelendiğinde: yıllık enflasyon oranının 23 puanlık bir azalışla yüzde 42,1'e gerilediği görülmektedir. Ancak yıllık enflasyondaki düşüşe rağmen; aylık enflasyondaki yüzde 5,03'lük artışın beklentilerin üzerinde gelmesi önümüzdeki dönemler için; başta faiz indirimleri ve borsa olmak üzere birçok ekonomik parametreyi olumsuz yönde etkileyecektir.
Burada asıl önemli olan mesele temel mallardaki yıllık enflasyon oranının yüzde 24'lerde olmasına rağmen; hizmet enflasyonunda bu oranının hala yüzde 62'lerin üzerinde seyretmesidir. Bu durum hizmet enflasyonundaki katılığı çözmekte istenilen seviyede olmadığımızı göstermektedir. Ayrıca önümüzdeki dönemde ABD başkanının uygulamaya soktuğu tarife kotaları nedeniyle Türkiye'nin ihracat pazarları üzerinde oluşacak maliyet baskısıyla iç piyasalarda enflasyon verilerini olumsuz etkileyecek dış şoklarla karşı karşıya kalabiliriz.
Ocak ayı enflasyon rakamlarının yüksek gelmesi şubat ayı enflasyon rakamlarını da olumsuz etkileyecektir. Merkez bankasının yapmış değerlendirmeleri de dikkate alarak ocak ayı enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesine neden olan faktörleri beş madde halinde sıralayabiliriz.
1-2024 yılı aralık ayında işçi, memur, asgari ücretli kesimlere yapılan
Ücret artışlarının piyasalardaki fırsatçılar tarafından önden yüklemeli yüksek zamlarla fiyatlara yansıtılması,
2-Kamu hizmet tarifelerine yapılan zamların total hizmet gurubu
enflasyonunu olumsuz yönde etkilemesi,
3-Konut ve işyerlerindeki arz sorunları nedeniyle kira kaynaklı
enflasyondaki katılığın çözülememesi,
4-Temel mal grubundaki enflasyonun; total enflasyonun altında
olmasına rağmen hizmet grubu enflasyonunun total enflasyonun üzerinde olması,
5-İşlenmiş gıda grubundaki fiyat artışları nedeniyle ocak ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde gelmiştir.
Özetleyecek olursak uygulanmakta olan dzenflasyon programının arz yönleri yeniden gözden geçirilerek üretim kaynaklı problemlerin üzerine gidilmelidir. Enflasyondaki düşüş sürecinin yavaşlaması dar gelirli kesimlerin tahammül gücünü zayıflatacağı gibi para piyasaları üzerinde de olumsuz etkiler oluşturacaktır. Bu durum da faiz indirim süreçlerini miktar yönünden sekteye uğratabilir.
Dikkatli olma zamanı…
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
Şubat ayı enflasyon verileri merkez bankasının faiz indirim kararını kolaylaştıracak
28 Şubat krizi ekonomik bir tezgâhtı
Para piyasaları oyun alanı değildir!
TÜSİAD’çılar topluma ve siyasete ayar vermeyi bırakıp, ülkemizin ekonomik meseleleriyle ilgilensinler
Doların gücü Gazze’yi satın almaya yetmez
Ruhun şad olsun ağabey
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
Türkiye’nin kredi risk primi CDS’ler daha fazla düşer mi?
2025 yılı toplumsal refahın hissedileceği bir yıl olacaktır