Sultanlar huzura çağırıyor!

Konya,  Türkiye Selçuklularının başkenti. Kınık boyundan Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunları başkent Konya'yı ‘Darü'l Mülk' olarak adlandırmıştı.

Torun Süleyman Şah ve çocukları kuzenleri Alparslan'ın 1071'den açtığı Anadolu kapılarından içeri girerek Orta Anadolu'yu rahatlıkla geçmiş İstanbul Boğazı'na kadar dayanmıştı. Kısa süre içerisinde Anadolu'nun büyük kısmına hükmetmeyi başaran Selçuklularla birlikte Anadolu'ya Türkiye denilmeye başlanmıştı. Kendileri de artık Türkiye (Anadolu) Selçukluları diye anıldılar.

Türkiye Selçuklularının Anadolu'yu fethi kolay oldu ancak bu topraklarda kalıcı olmaları o kadar kolay olmadı. Hıristiyan batı, ayağa kalktı. Tüm Avrupa'dan gönüllü askerlerin bulunduğu sayıları yüzbinleri bulan Haçlı orduları teşekkül ettirildi. Yeni kurdukları devletleri ile koca ordulara göğüslerini siper ettiler. Gün oldu geri çekildiler, gün oldu dev haçlı ordularını perişan ettiler. Yüzbinlerce şehit verdiler. Ancak kan akıtarak sahip oldukları topraklardan bir adım geri atmadılar. İznik'i kaybettiklerinde strateji gereği geri çekildiklerinde başkenti taşıdıkları Konya'da kalıcı olmaya karar verdiler. Zaman zaman toprak kaybettilerse de kısa süre sonra tamamını geri aldılar.

Ömürleri at sırtında, gaza meydanlarında geçen Türkiye Selçuklularının Sultanları, başkent Konya'yı geliştirdiler, büyüttüler. Bir ilim-irfan merkezi haline getirdiler. Fethettiklerinde bir kasaba büyüklüğünde olan Konya onların döneminde dünyanın en büyük şehirlerinden biri haline geldi. Mevlanalar, Koneviler eserlerini bu şehirde kaleme aldı.

Şehrin kalbi Alaeddin Tepesi'nde kurdukları otaklarını;  saray, cami ve medrese ile güzelleştirdiler. Öldüklerinde de bu tepeye gömüldüler. Tam 17 Sultan hüküm sürdü 211 yıllık Anadolu Selçuklu Devleti'nde…  Anadolu'yu Türklere vatan kılan bu sultanlardan 8'inin Alaeddin Camisindeki Sultanlar Türbesinde gömülü olduğu biliniyordu.

Meğer bu bilgi doğru değilmiş. Sultanlar Türbesi'nde tam 12 sultan metfunmuş.

Bir cümle ile ifade etmiş olduğum bu gerçeği bilimsel olarak ortaya koymak öyle kolay olmadı. 8 yıllık bir emeğin sonunda bu bilgi elde edildi. Sultanların basit şeker çuvallarında karışık şekilde bulunan kemikleri özenle tasnif edildi. İşi bilen uzmanlarca çeşitli incelemelerden geçirildi. Kurtarma Arkeolojisi, Dijital Arkeoloji, Endüstriyel Arkeoloji alanının başarılı uzmanları yıllar süren çalışmalar yaptılar. Pozitif kimliklendirme yöntemi ile hanedan üyelerinin hastalıkları, yeme içme alışkanlıkları, yaş ortalamaları, boy ve kiloları gibi bilgiler elde edildi. Biyoloji, kimya, mühendislik, yazılım, tarih, kronoloji, endüstriyel bilimler, güzel sanatlar, adli bilimler, biyoarkeoloji, adli arkeoloji ve osteoarkeoloji uzmanlarının ortak çalışmaları sonucunda kemiklerin 23 ayrı kişiye ait olduğu ortaya çıktı. Metrik özelliklerinin tespitinden sonra kafatası replikaları oluşturulan hanedan üyelerinden 20'sinin silikon heykelleri, öldüğü anki görüntüsüne yüzde 95 yakınlıkla yapıldı.

12'isi sultan 20 hanedan üyesinin heykelleri Darü'l Mülk Sergi Sarayı'nda sergileniyor. Kılıçarsan Meydanı'nda bulunan Sergi Sarayı'nda bulunan Ulu Sultanları ziyaret bu topraklarda yaşayanlar için bir görev olsa gerek. Ziyaret ettiğinizde çok etkileneceğinize, adeta kendinizden geçeceğinize eminim. Birer Fatiha okumayı da ihmal etmeyin.

Sekiz yıl süren bu zor görevin gönüllü takipçisi Konya İl Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar TRT'de katıldığı bir programda süreci tüm ayrıntıları ile anlattı. Yarar'ı kutlamak gerek. O kadar yararlı bir iş yapmış ki… İsmi unutulmayanlar arasına girecek Abdüssettar Yarar'ın. Var olsun.
 

Yazarın Diğer Yazıları