Ömer Bağdad-i mi, Ömer Tel Aviv-i mi?

Geçenlerde DEAŞ'ın HAMAS'a savaş açtığı duyurulmuştu. Teröristlerin Hamas'a savaş ilan ettiği videoyu, İsrail'in kontrolündeki Ebu Salim bölgesinde çektiği ortaya çıktı. Yani senaryoyu yazan da, oynayan da İsrail.

DEAŞ ve bilumum terör örgütlerinin tamamı "Made in İsrail”dir. Terör örgütlerini kurma ve bu örgütlerle İslam coğrafyasını dizayn etme fikri İsrail'in, fikri hayata geçirme görevi Amerika'nındır. Kendilerine göre çok güzel bir fikir. Çayın taşıyla çayın kuşunu vurma politikası.

DEAŞ'ın başına o güne kadar hiç kimsenin tanımadığı bir adamı koydular. El Bağdad-i… Pardon acaba El Telaviv-i veya El Washington-i mi demem gerekiyordu?

Sonra tıpkı son videoda olduğu gibi, birkaç vahşet videosu çekerek sosyal medyadan servis ettiler. Irki ve mezhebi farklılıklardan oluşturdukları çatışmaların tam da ortasına DEAŞ'ı yerleştirdiler. Zaten barut fıçısına dönen Irak ve Suriye'de iş fitili ateşlemeye kalmıştı. Fitil ateşlenince tarihin gördüğü en büyük trajedilerinden biri ortaya çıktı.

Ateşin içine sürüklemek istedikleri başka ülkeler de vardı. İran, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan gibi…

Oyunlarını Türkiye bozmaya çalışınca çılgına döndüler. MİT Tırları hadisesi bu nedenden çıktı. Türkiye oyunu anlayıp da tedbir almaya başlayınca FETÖ ile işbirliği yapıp, tırlarla DEAŞ'a silah gönderiliyor senaryosu oluşturdular.

Neyse ki, Türkiye'de sağduyu galip geldi. Bu senaryolara fazlaca itibar eden olmadı. Millet son 15 yıldan buyana çok senaryo bozduğundandır herhalde, filmin sonunun onların istediği şekilde bitmesini engelledi.

Fitnenin başı İsrail olunca, senaryo da, oyun da bitmez. Birini bozmaya çalışırken bir diğerini sahneye korlar. Ondan dolayı da çok dikkatli olmak gerekiyor.

Müslümanlara düşen, feraseti ile oyunları sezmek. Son 7 yılda Suriye ve Irak'da oynadıkları oyunlarla taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayan ABD-İsrail koalisyonunun nihai hedefi , Arz-ı Mev'ud topraklarını Müslümanlardan temizlemektir. Şu haliyle bile Suriyelilerin yarısından fazlası kendi topraklarını terk etmiş durumdadır.

Müslümanlar dik durabilse, bir ve beraber olabilse nice oyunlar başlamadan bitecektir. Önceki gün Mısır ile ilgili olarak ortaya atılan iddia midelerin almayacağı kadar iğrençtir. İddiaya göre, üst düzey bir Mısır istihbarat yetkilisi Mısır medya yöneticilerini arayarak, Kudüs meselesinin üzerine gitmemelerini istemiştir. (emretmiştir desem daha doğru olur)

İddianın sahibi New York Times Gazetesi… Habere göre, BM'deki Kudüs oylaması sırasında Mısır istihbarat yetkilisi ülkedeki televizyon yöneticilerini arayarak "Kamuoyuna açık bir şekilde İsrail'i kınayacağız ama bizce Kudüs meselesi çok önemli değil. İzleyicilerinizi buna ikna edin. Ramallah'ın Kudüs'ten ne farkı var?” demiş.

Tam da İsrail'in istediği bu. Filistinlileri Kudüs'ten ilelebet çıkarma senaryosunun bir sonraki hamlesi. "Şimdilik Ramallah ile yetinsinler, sonra oradan da kovarız”

En büyük sorunumuz dik duramamamız. Son yıllarda dik duran bir Türkiye var, ona da ne bedeller ödetiyorlar, görüyoruz. Osmanlı toprağı iken İngilizler tarafından işgal edildiği 1917'den bu yana devam eden Kudüs meselemiz işte bu ikiyüzlü ve kaypak politikalar nedeniyle çözülemiyor. Maalesef diğer birçok Müslüman ülkenin politikaları Mısır'ın politikalarından farklı değil. Bu ülkelerin çoğu kuruldukları günden buyana bölge için oynanan bu ve benzer oyunlara gönüllü figüranlık yapmaktadır. (Osmanlıdan koparılmanın rüşveti)

Sahi El Bağdad-i'den haberi olan var mı? Nerede? Ne Yapıyor? Ölü mü? Sağ mı?


Yazarın Diğer Yazıları