Ne Oldu Konya’nın Hayallerine?-1-

Şehirlerin ve ülkelerin de tıpkı insanlar gibi hayalleri olur. O hayaller üzerine kurulur tüm plan ve projeler. Şehir koşar adeta hayallerinin peşinde.

Mesela kısa adı KOP olan Konya Ovası Sulama Projesi Konya'nın bir hayalidir. Zamanında bu hayali kuranlar, iyi ki kurmuşlar.

Mavi Tünel ile o büyük hayalin küçük bir kısmı gerçekleşmiş olacak. Ama büyük kısım ile ilgili henüz bir gelişme yok.

Konya Ovası, sadece Türkiye için önemli bir proje değildir. Konya Ovası tüm dünya için önemli bir ovadır. Denizden ortalama 1000 metre yükseklikteki bu büyük ekilebilir arım potansiyeli hangi ülkenin elinde olsa, o ülke stratejik üstünlük sağlar. Denizden 1000 metre yükseklikte olmasının dahi tarım açısından bir önemi var. Birçok tarım ürünü bu yükseklikte daha iyi yetişir.

Konya ovasının sulanabilmesinin tek bir yolu var. Dış havzalardan su getirmek. Başka çözüm yok.

Kendi havzamızın suları ve yeraltı su potansiyeli yeterince kullanılmaktadır. Hatta yeraltı suları yeterinden fazla kullanılmaktadır. Taban sularımız çekilmiş, bir çözüm bulunmaması halinde, Ova'nın tamamen elimizden çıkma tehlikesi mevcuttur.

Konya büyük KOP hayaline ancak ve ancak dış havzalardan su getirilirse kavuşabilecektir.

Kızılırmak bu hayalin en basit çözümünü oluşturmaktadır. Kızılırmak'tan Ova'nın Kuzey-Doğu bölgesine su getirmek zor olmasa gerek. Su alınacak noktada daha önce Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu bir çalışma bulunuyor. Konya'dan Ankara'ya giderken devam eden çalışmaları ve getirilen devasa boruları görmeyenimiz yoktur. Ancak bu suyun içilebilir kalitede görülmemesi üzerinde projeden vazgeçilmiştir. Durum böyle olunca da haliyle sormak zorundayız, "aynı şekilde bu su dev göletler de oluşturularak, bölge sulamasına verilemez mi?”

Ben daha da öte giderek, Fırat-Karasu'dan da suyun Kızılırmak üzerinden Konya ovasına getirilebileceğine inanmaktayım. Her ne kadar Ankara'daki bürokrat ve teknokratlar bunun mümkün olmadığını savunsa da, ben aynı fikirde değilim.

Geçenlerde konu ile ilgili bir çalışma geçti elime. Zaten o çalışmayı görünce bu yazıyı yazmaya karar verdim. Çalışma adeta "Fırat'tan Konya Ovasına su nasıl getirilmez” mantığı ile hazırlanmış. İçerisinde Demirel'in başbakanlığı döneminde yani 30-40 yıl öncesinin bazı argümanları de yer alıyor. Üzüldüm haliyle…

Dünya'da yakında su savaşlarının çıkabileceği tartışmalarının yapıldığı bir dönemde biz Konya Ovasına yakın havzalardan su getiremeyecek isek konuşacak bir şey yok demektir. Hayır, buna inanmak istemiyorum. Kimse beni inandıramaz. Biz bu projeyi yapabilecek güçteyiz.

Çünkü Dünya'nın en büyük havalimanını biz kendi teknik imkânlarımız ve kendi mali kaynaklarımız ile yapıyoruz. Yine aynı şekilde ikinci İstanbul Boğazı projesine kazmayı vurmak üzereyiz. Köprüleri, yolları, hızlı trenleri vs. konuşmak bile istemiyorum.

Bu büyük hayalimizi gerçekleştirebilmemiz için önce inanmak gerekir. Ben inanıyorum.

Sonra da çalışmak gerekir. Çalıştığımız pek söylenemez.

Konya'nın hayallerini yazmaya devam edeceğiz inşaallah.


Yazarın Diğer Yazıları