RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
24 Haziran seçimleri Türk demokrasi tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır. Önemi ilerleyen yıllarda daha iyi anlaşılacaktır. Türkiye 16 Nisan 2017 tarihinde referandum ile kabul ettiği başkanlık sisteminin ilk seçimini bu tarihte yapmıştır.
24 Haziran seçimleri iktidar için ayrı, muhalefet için ayrı bir önem taşımaktadır. İktidar için önemini ve seçimin iktidar partisi Ak Parti'ye ne mesajlar verdiğini önceki yazılarımızda dile getirmiştik.
Peki bu seçimlerin Ana Muhalefet Partisi CHP için önemi nedir?
CHP Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bu ilk seçiminde, sistemin savunucusu Ak Parti'yi mağlup ederek, yeni bir başlangıç yapmak istemiştir. Bunun için elindeki tüm güçleri kullanmıştır. Hatta elinde olmayan güçler de CHP'nin hizmetine verilmiştir.
Peki CHP'nin seçim öncesi stratejisi doğru mudur?
Doğrudur. CHP, Ak Parti'yi tek başına alt edemeyeceğini anlamış ve güçlü bir ittifak kurmuştur. Saadet Partisi gibi ezeli bir rakibini refik yapmayı başarmıştır. Üstelik Terör damgası yememek için ittifak dışında olmasına rağmen HDP ve HDP seçmeni ile çok doğru bir iletişim kurmuştur.
Peki, bu akıl sadece CHP aklı mıdır?
Az önce CHP'nin elinde olmayan güçleri bile bu seçimde kullandığını söylemiştim. Daha doğrusu, bu güç CHP'ye verilmiştir. CHP'ye hem seçim öncesinde, hem de seçim sürecinde sınır ötesinden akıl da verilmiştir, imkân da verilmiştir. CHP'nin ezeli düşmanı kapitalist batı ülkeleri bu seçimde hep CHP'nin yanında olmuşlardır.
Peki, Muharrem İnce CHP için doğru bir isim midir?
İnce, konjonktür gereği CHP için en doğru isimdir. Aslında Abdullah Gül kabul etseydi, İnce'den daha iyi bir isim olabilirdi. Malum hadiseler nedeni ile Gül'ün teklifi kabul etmemesi ve önceki seçimlerde yaşanan Ekmeleddin tecrübesi CHP'yi İnce'ye yöneltmiştir. İnce hem CHP için hem de Kemal Kılıçdaroğlu için en doğru isim olmuştur.
Peki, başarılı bir seçim stratejisi uygulanmış mıdır?
Kılıçdaroğlu ile İnce arasında derinden bir kavganın olduğu gerçektir. Bu gerçek bertaraf edilememiş, seçmen bunu hissetmiştir. Bunun dışında seçim boyunca kendi parti politikaları açısından ciddi bir hata yapılmamıştır.
Peki, İnce başarılı olmuş mudur?
İnce ve İnce'nin yanındakilere göre ve çoğu siyaset uzmanlarına göre evet başarılı olmuştur. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu ve bana göre başarılı değildir. Neden mi? Rakamlar yalan söylemez. Bu seçimde İnce yüzde 30.64, CHP ise yüzde 22.64 oy almıştır. İnce CHP'den ondalık oranlarına varıncaya kadar tamı tamına yüzde 8 fazla oy almış gibi görünmektedir. Ancak bu yanıltıcı bir fazlalıktır. Bu fazlalığı anlamak için Millet İttifakı ve bu ittifaka oy veren adayların da oylarına bakmak gerekmektedir. Baktığımızda şunları görüyoruz. İyi Parti, Meral Akşener'den yüzde 3, HDP, Selahattin Demirtaş'tan yüzde 3.5, Saadet Partisi ise Temel Karamollaoğlu'dan yüzde 0.5 fazla oy almıştır. Bunları topladığımızda yüzde 7 etmektedir. Perinçek ve diğer marjinal oyları da üzerine koyduğumuzda İnce ile CHP'nin arasındaki yüzde 8'lik fark kendiliğinden kapanmaktadır. Yani İnce CHP'den daha fazla oy almamıştır. Zaten seçimden sonra basının karşısına çıkan İnce'de hedefinin en az yüzde 35 olduğunu itiraf etmiştir. Eğer hedefine ulaşmış olsaydı başarılı sayılırdı. Rakamlar İnce ile CHP arasında bir farkın olmadığını söylemektedir. Ben Kemal Kılıçdaroğlu'na katılıyorum.
Peki, CHP bundan sonra ne yapacaktır, ne yapmalıdır?
CHP bölünmenin eşiğine gelmiştir. Bölünmeyi şimdilik 4 eski genel başkan devreye girerek önlemiştir. CHP'de genel başkanlık kavgasının bitmesi mümkün değildir. Bu sürecin sonunda ya İnce genel başkan olacak, ya da yeni parti kuracaktır. İnce'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı teklifini kabul edeceğini tahmin etmiyorum. Sorunun ikinci bölümü olan "ne yapmalıdır?” bölümüne benim de vereceğim bir cevabım maalesef yoktur.
Peki, CHP'deki gerçek hastalık nedir?
CHP mazisinin gölgesinden kurtulamamaktadır. Halkın inancı ve değerleriyle verdikleri kavgalar her platformda karşılarına çıkmaktadır. CHP'lilerin tamamı her gün Cuma namazına gitseler dahi halkı yaşattıkları bu travmayı unutturamamaktadırlar. 1990'dan sonra Avrupa solunda başlayan değişim rüzgârları CHP'ye uğramamıştır. CHP'nin kemikleşen yüzde 20'lik seçmeni de, CHP'nin kendisini yenilemesine müsaade etmemektedir. CHP'nin bu yüzde 20'lik bloku karşısına alma cesareti bulunmamaktadır. CHP'nin yapacağı en büyük reform, akılcı politikalarla bu yüzde 20'lik bloğu günümüz dünya gerçeklerine adapte etmektir. Bu da deveye hendek atlatmaktan zor bir iştir. Sol, Erdoğan gibi bir lider bulamadığı sürece aynı sorunlarla boğuşmaya devam edecektir.
Peki, CHP'nin Konya stratejisi doğru muydu?
Adayların şahsiyetlerine saygı duymak şartıyla, ilk iki sırada hem CHP'li hem de Konyalı olmayan isimleri aday gösterme stratejisinin neresi doğru olabilir ki? CHP Konya'da 2 değil 1 milletvekili çıkardı. İkinci sırada yer alan aday Saadet Partisi'nin CHP kontenjanından seçilen adaydır. Dolayısıyla CHP Konya'da 1 vekil çıkarmıştır. Daha önce de 1 vekili bulunmaktaydı. Bu durumda CHP adına değişen bir şey yoktur. (Abdüllatif Şener'in CHP'de kalacağını var sayıyoruz) CHP kendi adayları ile yarışsaydı, 2 vekil çıkarma şansı yüksekti.
Merhaba Yeni Suriye
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim